Her şeyi sattık, elimizde bir şeker fabrikaları kaldı. Hükümet onları da satmak istiyor, halk “vermeyiz” diyerek direniyor.
Satış yakında. Taliplerin başında Cargill firması geliyor.
* ** * *
Cargill… 1865’te kurulan, yıllık geliri 137 milyar dolara ulaşan, ‘devlet’ gücünde bir şirket…
Hatırlayın… 1997’de Bursa’da 213 dönüm toprak aldı. Birinci sınıf tarım arazisi ve su kaynaklarının üzerinde olan bir toprak parçası… Daha önce 6 Türk şirketi de bu araziyi istemişti; ancak onlara verilmemişti. Dava açıldı; yürütmeyi durdurma kararı verildi. Sonra…
Sonra, Başbakan Erdoğan ABD’ye giderek Başkan Bush’la görüştü. Bush, “Cargill’e bu araziyi verin” dedi. Dedik ya, şirket ‘devlet’ gücünde; Bush’un uluslararası gündemine girmesi son derece kolay. Bizimkiler döner dönmez bir yasa değişikliği yapıp, birinci sınıf tarım arazisini ‘endüstri bölgesi’ yapıverdiler. Danıştay yürütmeyi durdurma kararı verdi; ama yargıyı takan kim! AKP milletvekilleri ellerini kaldırıverdi, bizim değerli toprağımız ve suyumuz, ABD’li Cargill’in eline geçti; burada, insan sağlığına etkileri dehşet boyutunda olan GDO’lu mısırdan nişasta bazlı şeker üretmeye başladı. Fabrika kaçaktı, ancak AKP yönetimi, bu ‘küçük pürüz’ü de çabucak hallediverdi.
Cargill firması, nişasta bazlı şeker üretir. Türkiye’de pancardan şeker elde edilmesi, bu firma için “yok edilmesi gereken bir engel”dir ve bu Amerikan firmasının çıkarlarına son derece uygundur. Tabi ekonomik bağımlılığın siyasal bağımlılık anlamına geldiğini çok iyi bilen ABD yönetiminin de…
* * * * *
Nişasta bazlı şeker, tatlı görünmesine rağmen, ölümcül derecede acıdır. Bu nedenle, Avrupa’nın birçok ülkesinde yasaklanmıştır.
Ülkeler, nişasta bazlı şeker üretimine kota koymuşlardır. Cargill’in memleketi ABD’de bile bu oran yüzde 8’ken; ABD yönetimi, Türkiye’deki bu kotanın yüzde 10’dan yüzde 15’e çıkarılmasını istemiş ve tabi ki bu ‘küçük rica’ reddedilmemiştir.
Yine ABD’nin ‘ricası’ üzerine, Türkiye’de pancar üretimi sürekli azaltılmıştır. Yetmemiş; stoklar şekerle doluyken, şeker ithalatında gümrük vergisi sıfırlanmış ve pancar üreticisi üretimi bırakmaya zorlanmıştır.
Dünya devi Cargill’e tabi ki bu da yetmedi. Ürettiği ölümcül mısır şuruplarını satıp karına kar eklemek için, isteklerini sıralamaya devam etti. Ricalar kırılmadı; önce Şeker Kurumu, bir gecede kapatılıverdi, ardından 14 şeker fabrikası satışa çıkarıldı.
* * * * *
Cargill firması, sitesinde yazıyor: “Yeni fırsatlara doğru yelken açıyoruz”. Yelkenlinin rüzgarını da, görünüşe göre biz sağlıyoruz. Ulusal şeker piyasamızı, acımasız bir Amerikan şirketinin emrine vererek…
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz günlerde kalkınma planını açıklarken, “yerli ve milli üretime dayalı bir ekonomik yapıyı oluşturmayı amaçlıyoruz” demişti. Yoksa ben mi yanlış anladım?..