22 Nisan 2024 tarihli köşe yazımda Döşemealtı’nın 10 yıllık Turgay Genç dönemi sonunda tam anlamıyla bir enkaza dönüştüğünü ifade etmiş, yeni başkan Menderes Dal’a bu enkazı nasıl kaldıracağını, bu enkazdan nasıl modern, yaşanılası, sorunsuz bir kent yaratacağını, kaynağı nereden bulacağını sormuştum. Sayın Menderes Dal’ın vereceği yanıtı noktası-virgülüne dokunmadan yayınlayacağımı da özellikle ifade etmiştim. Menderes Dal kendisine yönelttiğim sorunları okumuş ama cevaplarını bana göndermek yerine, dev bir afiş haline getirip Döşemealtı Belediyesi Hizmet Binasının ön cephesine astırmış. AK Parti’nin CHP’den aldığı ya da CHP’nin AK Parti’den aldığı belediyelerde, geçmiş döneme ait şatafatın, gereksiz ve keyfi harcamaların, lüks makam araçlarının, belediyenin omuzlarındaki borç yükünün çeşitli şekillerde kamuya ifşa edildiğine çok kez tanıklık ettim. Bu ifşalama olayı rakip adayların, çetin geçen bir seçim sürecinin ardından en sık başvurdukları intikam yollarından biridir. Fakat hafızam beni yanıltmıyorsa ilk kez, CHP’li bir belediye başkanının, kendisinden önceki yine CHP’li bir belediye başkanına karşı böyle bir eyleme kalkıştığına tanıklık ediyorum. Belediye binasında sallanan borç afişini görünce, Döşemealtı’ndan gelen okur şikayetlerinin buz dağının görünen yüzü olduğuna kanaat getirdim. Mevcut belediye başkanı bile kendisinden önceki belediye başkanını, beceriksizliği yüzünden vatandaşa şikayet etmek durumunda kaldıysa, Allah Döşemealtı’nda yaşayan vatandaşlarımıza gerçekten sabır versin. Belediye binasına asılan bu afiş sadece belediyenin borç yükünün değil, eski ve yeni başkan arasındaki husumetin de vesikası aynı zamanda. Her iki başkanda bu kavgayı kamunun gözü önünde etmekten hiç çekinmiyor. Eski Başkan Turgay Genç’in, kendisine karşı kasıtlı bir karalama kampanyası yürütüldüğünü iddia ettiğin 14 dakikalık, son derece amatör bir video çekip sosyal medyada yayınlaması, Döşemealtı’nda kılıçların çekildiğinin bir başka kanıtı. Menderes Dal’ın belediyenin borçlarını binaya asmasının tek nedeninin Turgay Genç’ten intikam almak, onu ifşalamak olduğunu da düşünmüyorum. Bence Menderes Dal, koltuğa oturup hesapları inceledikten sonra seçmene verdiği sözleri yerine getiremeyeceğini anladı ve bunun kendisinden kaynaklanmadığını en baştan herkese ilan etti. Enkaz derken mübalağa etmiyordum, hakikaten hem belediye hem de ilçe çok kötü durumda. Gerçi bu bilinmeyen bir şey değil. Döşemealtı Belediyesi’nin personel maaşlarını dahi ödemeyecek durumda olduğunu herkes biliyor. Menderes Dal’ın da bu gerçekleri bilmemesi imkansız. Yani koltuğa oturduğunda neyle karşılaşacağını kesinlikle biliyordu. Seçimi kazanmak için çılgın projeler açıklayacağına, seçmene dürüst olup önce mali disiplini sağlayıp ardından yatırımlara başlayacağını izah etseydi, kim bilir belki de bugün böyle bir afiş asmak zorunda kalmazdı. Atalarımız boşuna ‘ayağını organına göre uzat’ dememiş. Menderes Dal baktı ki yorgan kısa, açıkta kalan kısımlarını afişle örtmeye çalışmış. Ama ne yalan söyleyeyim, Menderes Dal’ın mizah anlayışını sevdim. Kendisine yönelttiğim ‘Döşemealtı’nın yıllardır biriken onca sorununun üstüne bir de kendisinin seçim vaatleri de eklenince, Menderes Dal’ın milyon hatta milyarlarca liralık kaynak bulması ya da yaratması gerekiyor. Planları neler, bu kaynak nasıl yaratılacak, Döşemealtı’nın makus talihi nasıl olacak da dönecek” sorusuna ‘Bunları yapacak beş kuruşumuz yok’ demek yerine, belediye binasına borçları gösterir afiş asmak, her yönüyle komik.