Bu kulübün en önemli sorunu; Antalyaspor’un kanını emerek mevcudiyet bulmaya çalışan zararlılar.
Ali Şafak Öztürk’ün 2017’de yaptığı “Antalya şehrinin ve Antalyaspor’un bağırsaklarını temizlemesi lazım” çıkışı, kulübün içinde bulunduğu durumu net bir şekilde özetliyordu. Ancak ne yazık ki, bu uyarı dikkate alınmadı ve kulüp, yönetimsel istikrarsızlıkla boğuşmaya devam etti.
Son dört yılda Antalyaspor’un başkanlık koltuğunda şu isimler oturdu:
• Mustafa Yılmaz (23 Şubat 2021 – 26 Mayıs 2021): Yaklaşık 3 ay görev yaptı.
• Aziz Çetin (31 Mayıs 2021 – 14 Mart 2023): Yaklaşık 1 yıl 9 ay görev yaptı.
• Sabri Gülel (14 Mart 2023 – 9 Ekim 2023): Yaklaşık 7 ay görev yaptı.
• Sinan Boztepe (25 Ekim 2023 – 5 Ocak 2025): Yaklaşık 1 yıl 2 aydır görevde.
Sürekli değişen yönetimler, kulübün uzun vadeli planlar yapmasını ve istikrarlı bir yapı oluşturmasını engelledi. Her yeni başkan, farklı bir vizyon ve stratejiyle göreve başladı, ancak bu değişiklikler kulübün temel sorunlarını çözmek yerine daha da derinleştirdi.
Ali Şafak Öztürk’ün yıllar önce yaptığı uyarının ne kadar haklı olduğu, bu yönetimsel karmaşa ve istikrarsızlıkla bir kez daha ortaya çıktı. Antalyaspor’un gerçek bir başarıya ulaşabilmesi için önce içindeki sorunları çözmesi, “Bağırsak temizliği” yapması şart.
Çünkü bağırsak temizliği yapılmadığı takdirde yaşanabilecek tüm problemleri yaşıyor şu an kulüp.
Misal;
Sindirim Sorunları; O ona şu dedi, bu bana bunu dedi. Şu adam değil, öteki zaten hiç adam olamadı. Kulüp yönetimi hiç kimseyi sevmiyor, hiç kimseye güvenmiyor, hiç kimseyi çekemiyor. Ciddi bir hazım problemi var.
Enerji Düşüklüğü: Takımın hali ortada. Yönetimin hazımsızlığı sahaya enerji ve motivasyon kaybı olarak yansıyor. Şöyle bir yoklayın hafızanızı, Antalyaspor son bir yılda futbolla mı anıldı? Hayır. Yolsuzlukla… Kavgayla… Polemiklerle… Adamlık tartışmalarıyla… Kinle, hırsla, intikamla… Kulüp spor dışında her kulvarda var. Bir tek sahada yok!
Bu sezonun en büyük başarısı neydi? Küme düşmemek. Bravo! Lig bitmeden düştük sananlara karşı ayakta kaldık.
Bağışıklık Sisteminin Zayıflaması: Bir kulübü güçlü yapan şey ne? Para. Para spor kulüplerinin bağışıklık sistemidir. Antalyaspor’da para var mı? Yok. Varsa da o bağırsaklara yerleşen ve Antalyaspor’un kanını emerek mevcudiyet bulmaya çalışanların ceplerinde.
Toplanan paralar gerçekten destek mi? Yoksa arka planda “Bakan baskısıyla” alınmış zorunlu bağışlar mı? Kulübe verilen destek gönüllü mü, yoksa tek tek yazılmış baskı listelerinin sonucu mu?
“Bu otel şu kadar versin”, “Bu iş insanı bu kadar koysun” diye yönlendirme mi yapılıyor? Eğer bu sistemle para toplanıyorsa, bu kulüp büyümüyor, resmen dileniyor ve haliyle sürünüyor.
Ruh Halinde Değişiklikler: Kulüp 6 ayda değişen başkan ve yönetim nedeniyle bir türlü hedefine odaklanamıyor. Çünkü Başkan ve yönetimin tek derdi kişisel PR.
Başkanlar çıkıyor... Biri diyor: “Adam değiller!” Diğeri cevaplıyor: “Bana adamlığı o öğretmesin!” Yahu burası futbol kulübü mü, sokak paneli mi? Topla oynayamayanlar, lafla şov yapıyor. Skor yok ama atışma 90 dakikadan uzun sürüyor.
Antalyaspor sahada yok ama ego sahada 90 dakika pres yapıyor.
Kimin hangi karede göründüğü… Kimin bakanla poz verdiği… Kimin açıklamasına hangi manşet atıldığı konuşuluyor. Forma reklamı yok, Ama medyada yer çok! Kulübün armasını koruyan yok, ama herkes kariyerini Antalyaspor’un sırtına yüklemiş durumda.
Hal böyle olunca da kulübün ruh hali de değişiyor, kafa bir gidip bir geliyor.
Kilo Problemleri: Yönetim katı bu kadar kirli ve çalkantılı olan bir yapıda, sen sporcu olsan kulübün bekası ve başarılı olması için caba sarf eder misin? Haliyle bu kaotik yapı çaycısından futbolcusuna kadar herkeste ağırlığa sebep oluyor. Kimse sorumluluk alıp parmağını dahi kıpırdatmıyor.
Ne altyapı gelişti…
Ne tribün doldu…
Ne şehir heyecanlandı…
Çünkü ortada gol yok, hedef yok, umut yok.
Sadece kavga var.
Evet, bu kadar toksik ortamda Antalyaspor’un spor yapması mümkün değil! İçerisi entrika, ego, hırs, hesaplaşma dolu.
Ne top oynayabilirsin…
Ne vizyon koyabilirsin…
Ne de taraftarı inandırabilirsin.
Bu kulüp önce içini temizleyecek. Bağırsak temizliği yapmadan, kimse performans beklemesin.
Buradan bu şehre, bu yönetime açık çağrım: Antalyaspor sizin değil! Antalya halkının. Bu şehrin çocuklarının, tribünlerin.
Lütfen düşün kulübün yakasından. Reklamınızı başka yerde yapın.
Bu kulüp sizin kariyer planınıza kurban edilemez.
Antalyaspor golle anılmalı, lafla değil.
Saha konuşmalı, basın açıklamaları değil.
Gerçek adamlık; Kulübü temiz bırakmaktır. Koltukta şov değil, armanın altında emek vermektir.
Ve biz bu şehirde artık sadece bir şey istiyoruz:
Gol.
Başarı.
Samimiyet.
Yorumlar
Kalan Karakter: