Antalya’nın merkezinde, Büyükşehir Belediyesi binasının hemen yanında bir akaryakıt istasyonu bulunuyor. Tabelasında OPET yazıyor, ruhsatı Hesapçıoğlu Petrol A.Ş. adına düzenlenmiş.
Ancak bu istasyon, sıradan bir işletme değil. Belgelerde görüldüğü üzere mühürlenmiş, yıkılmış ve yeniden yapılmış bir yapı. Üstelik tüm bu süreç belediyenin gözü önünde yaşandı.
Olayın geçmişi 2025 yılı Şubat ayına uzanıyor. İstasyona “Basit Tadilat” ruhsatı verildi. Normalde bu tür izinler boyama, tabela değişikliği gibi küçük işler içindir. Ancak sahada uygulama farklı oldu: İki katlı market ve idari bölüm yıkıldı, yerine çelik konstrüksiyonlu tek katlı yeni bir yapı yapıldı.
MİMARIN UYARILARI KARŞILIK BULMADI
Projeyi çizen mimar Ragıp Ayağ, usulsüzlüğü fark edince 13 Şubat’ta belediyeye dilekçe verdi. Yanıt alamayınca 24 Şubat’ta ikinci dilekçesini sundu. İnşaat devam ederken, belediye 13 Mart 2025’te mühürleme kararı aldı.
Ancak mühür inşaatı durdurmadı. Ayağ 11 Nisan’da üçüncü dilekçesini verdi: “Mühür var ama bina yükseliyor.” Bu uyarı da sonuçsuz kaldı.
İmar Kanunu’na göre mühürlü yapıda hiçbir faaliyet yürütülemez. Buna rağmen 29 Nisan 2025’te yeni yapı ruhsatı düzenlendi. Yani bina tamamlandıktan sonra yasal hale getirildi.
TEKNİK RAPORLARDA USULSÜZLÜK İDDİASI
Teknik raporlara göre sorun yalnızca ruhsatta değil. Parselin cephesi mevzuatta öngörülen 40 metreyi karşılamıyor, kavşak mesafesi 100 metrenin altında, tanklar için gereken emniyet mesafesi bulunmuyor. Yapının Andızlı Mezarlığı yönüne genişletildiği de öne sürülüyor.
Tüm bu iddialara rağmen, 13 Haziran 2025’te işletmeye İşyeri Açma Ruhsatı verildi. Böylece mühürlü bina yeniden açıldı, pompalar çalışmaya başladı.
RÜŞVET SORUŞTURMASINA UZANAN SÜREÇ
Kısa süre sonra Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, rüşvet ve irtikap suçlamalarıyla tutuklandı. Yaklaşık bir buçuk ay sonra istasyonun sahibi Emin Hesapçıoğlu da “rüşvet vermek” suçlamasıyla gözaltına alındı. 13 gün cezaevinde kaldıktan sonra serbest bırakıldı.
Bugün itibarıyla söz konusu istasyon faal durumda.
KRİTİK İMZA TARTIŞMASI
Belgelerde dikkat çeken bir diğer husus, süreçteki kritik imzalardan birinin Antalya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Avukat Cansel Çevikol Tuncer’e ait olması. Ruhsatların onaylandığı, mühürleme kararlarının ertelendiği ve kaçak yapının sonradan ruhsatlandırıldığı tüm idari işlemler onun görev ve yetki alanında gerçekleşti.
İronik olan, süreçte adı geçen birçok şube müdürü ve denetim mühendisinin görevden alınmasına veya soruşturma geçirmesine rağmen, Tuncer hakkında herhangi bir işlem yapılmaması. Bu durum şehirde tartışma yarattı.
ANTALYA’DA “DOKUNULMAZLIK” ALGISI
Belediye arşivlerindeki belgelerde yer alan kritik onaylar, doğrudan Genel Sekreter’in imzasını taşıyor. Bu tablo, Antalya bürokrasisinde bazı makamların “dokunulmazlık zırhıyla korunduğu” yönündeki algıyı güçlendiriyor.
Kaçak yapı mühürlenip ardından ruhsatlandırılırken hukuk değil, koltukların korunduğu yorumları yapılıyor.
BİR İSTASYONDAN DAHA FAZLASI
Bugün o istasyon hâlâ açık. Kasalar çalışıyor, yakıt akıyor. Ancak bu olay, yalnızca bir akaryakıt istasyonu meselesi değil; Antalya’daki kentsel denetim ve hukuk anlayışının sorgulandığı bir vaka olarak görülüyor.
Bir yanda mimarın dilekçeleri, diğer yanda belediyenin sessizliği… Bir yanda “hukuk devleti” söylemi, öte yanda mühürlü binaya verilen ruhsatlar…
Antalya’nın merkezinde, belediye binasının karşısında yükselen bu yapı, birçok kişiye göre yalnızca bir istasyon değil; şehirdeki yozlaşmanın sembolü.
Yorumlar
Kalan Karakter: