Organize işler mi, işlemez mi?
Antalya Organize Sanayi Bölgesi sessiz.
Sanayici maliyet yükü altında eziliyor, elektrik ve doğalgaz faturası belini büküyor, işçi bulamıyor, bulsa maaşını ödeyemiyor. Ama OSB yönetimi koca bir sessizlik duvarı. Etliye sütlüye karışmıyor, şehrin üretim gücüne vizyon koyacağına kulağını tıkıyor. Oysa Antalya OSB, sanayicinin nefes borusu olması gerekirken, bugün nefesini kesen bir kayıtsızlığa dönüşmüş durumda.
Antalya Organize Sanayi Bölgesi bir zamanlar Türkiye’nin örnek gösterilen bölgelerinden biriydi. “Yeni nesil OSB” iddiasıyla sahneye çıktı. Teknoloji, çevre duyarlılığı, eğitim, yenilikçi yönetim… Hepsi vitrinde vardı. “Türkiye’de birçok ilke imza atan OSB” diye övünürlerdi. Ve gerçekten de bir dönem bu vizyon hissediliyordu.
Ama bugün geldiğimiz noktada ortada ne yeni nesil bir vizyon var, ne de örnek olacak bir cesaret. Sanki tüm o övünç cümleleri raflara kaldırılmış. Sanayicinin en ağır sorunlarını konuşmak yerine suskunluğu seçen, gündem yaratacağına gölgede kalan bir kurum haline gelmiş durumda.
Antalya OSB, Ali Bahar’ın ardından “emanet” söylemiyle yola çıkmıştı. “Onun vizyonunu yaşatacağız, projelerini daha da ileriye taşıyacağız” dediler. Ama gerçek tablo bambaşka. Sağa sola rahmetlinin fotoğraflarını asıp vitrin süslemekten başka tek bir sadakat örneği göstermediler.
Emanete sahip çıkmak dedikleri şey, kurulu düzeni bozmak, yılların emeğini alaşağı etmek oldu. Ali Bahar’ın özenle kurduğu dengeler, açtığı yol haritası, vizyon projeleri… Hepsi kağıt üstünde kaldı. Bugünkü yönetim ise bu şehrin üretim kalelerinden birini “sessizlik odasına” çevirdi.
Antalya OSB’nin temeline koydukları ilk dinamit, Ali Bahar’ın en güvendiği isimleri kapının önüne koymak oldu. Yılların emeğiyle yetişmiş, liyakatle o makamlara gelmiş kadrolar tasfiye edildi. Önce hem kadim dostu hem de danışmanı olan Mustafa İssi’yi kapının önüne koydular. Ardından Ali Bahar’ın gururla anlattığı, “bu OSB’nin yüz akıdır” dediği kreşin yönetici ve öğretmenlerine mobbing uygulayarak iş bırakmaya zorladılar.
Ama asıl büyük darbeyi basın ofisini kapatarak vurdular. Ali Bahar’ı Ali Bahar yapan şeylerden biri, şeffaf iletişimi, Türkiye gündemine dokunan açıklamalarıydı. Oysa yeni yönetim, önce basın danışmanını, sonra tüm ofisi kapı dışarı etti. Bir zamanlar Türkiye’nin gündemini belirleyen, Ankara’nın nabzını tutan Antalya OSB, bugün basit bir tweet bile atamaz hale getirildi.
Geriye kalan bölge müdürlüğü çalışanları mı? Onlara da mobbing, düşük maaş politikaları ve sürekli belirsizlik dayatılıyor. İstifa eden, kovulan, küstürülenler dışında kalanlar da günü kurtarma derdinde. Antalya OSB bugün yönetilen bir kurum değil, rüzgarın önünde sürüklenen bir yapıya dönüşmüş durumda.
Ali Bahar’ın vizyonu raflara kalktı
Rahmetli Ali Bahar’ın hayali büyüktü. Antalya’nın en güçlü iki kurumu ATSO ve OSB’yi tek bir irade altında buluşturup bu şehre çift kanatlı bir melek kazandırmak… Biri ticaretin, diğeri sanayinin sesi olacaktı. Birlikte uçacak, Antalya’yı Türkiye’nin vitrinine taşıyacaktı.
Ama emaneti devralanlar o meleği kanatlandırmak yerine yolunmuş tavuğa çevirdiler. Vizyon yok, irade yok, üretim yok.
Yakın geçmişin ve bugünkü tablonun fotoğrafını çektik. Şimdi rotamızı yakın geleceğe çevirelim.
Elbette bu sessizlik, bu vizyonsuzluk ilelebet sürmeyecek. Çünkü takvim işliyor. Antalya OSB’nin seçimlerine artık 6 aydan kısa bir süre kaldı.
Hatırlatalım: Son seçim 1 Mart 2022’de yapılmıştı. Yani yeni sandık Mart 2026’da kurulacak.
Seçime 6 aydan az kalmışken gelin kulislere kulak kabartalım. Sessiz gibi görünen koridorlarda aslında ciddi bir hareketlilik var. Kimisi “devam” diyor, kimisi “değişim zamanı” diyor.
Hasanali Gönen’in bir yıllık karnesi
Kesin olan tek şey mevcut Başkan Hasanali Gönen’in adaylığı. Kesin aday ama gelin 1 yıllık başkanlık süresince yaptıklarını hatırlayalım
-Ali Bahar’ın kadrosunu dağıttı.
-Sessizlik politikasıyla OSB’yi vizyonsuzluğa mahkum etti.
-Çalışanları mobbingle, düşük maaş politikalarıyla küstürdü.
-Bırakın yeni bir projeyi, mevcut projeleri bile sonuçlandıramadı.
Hasanali Gönen zaman zaman birkaç kelam etti. Ama ağzını açtığında da Antalya OSB’ye umut değil, karamsarlık saçtı. Bir başkan düşünün; kürsüye çıkıyor ve “fabrikalar bir bir kapanıyor, konkordato kuyruğu uzayıp gidiyor, üretim durma noktasına geldi, gelecek” diyor. Peki ya çözüm? Tek bir öneri bile yok. Sorunu büyütüp felaket tellallığı yapmak var, ama yolu açacak tek bir vizyon yok.
En son YÖRSİAD’a davet edildi. Orada da aynı tavır. Bu defa hedefinde işçiler vardı. “Böyle giderse çok sayıda işçi çıkarmak zorunda kalacağız” dedi. Düşünebiliyor musunuz, Antalya OSB’nin başkanı iş dünyasına umut vermesi gerekirken işçiyi, çalışanı korkutuyor. Oysa liderlik, krizi büyütmek değil, krize çözüm üretmektir.
Felaket senaryosu yazmak kolay; zor olan, o karanlığı dağıtacak ışığı yakmaktır. Ama işte tam da bu noktada mevcut başkan sınıfta kalıyor.
Kulislerde konuşulan isimler
Hasanali Gönen’in karşısındaki en kuvvetli aday, rahmetli Ali Bahar’ın kardeşi Berkay Bahar. Abisinin vefatının ardından gözünü OSB başkanlık koltuğuna diktiği zaten biliniyordu. Özellikle son dönemde OSB’nin geldiği vizyonsuz durumdan en çok rahatsız olanlardan biri de o. Çünkü gittiği her yerde Hasanali Gönen’in icraatlarını sert bir şekilde eleştiriyor.
Bu eleştiriler öyle bir noktaya vardı ki, Gönen ve Berkay Bahar arasında artık husumete varan bir küslük söz konusu. Yani Hasanali Gönen, sadece Ali Bahar’ın ekibini değil, ailesini bile kapının önüne koymuş durumda.
Kulislerde konuşulan bir başka önemli detay ise şu: ATSO’nun mevcut yönetimi, Berkay Bahar’ın adaylığına sıcak bakıyor. Hatta bu desteği açıkça hissettirdikleri de söyleniyor. Bu nedenle Berkay Bahar, ATSO’nun gücünü arkasına almanın verdiği güvenle kulis çalışmalarına hız vermiş durumda. Sanayicinin nabzını tutuyor, destek arıyor.
Kulislerde dillendirilen bir başka isim de Korkuteli OSB Başkanı Osman Bahçe. Henüz doğrudan “ben adayım” demedi ama seçime müdahil olan çevrelerin en güçlü alternatiflerinden biri olarak öne çıkıyor.
Bahçe’nin elinde önemli bir koz var: Korkuteli’nde sıfırdan bir OSB kuruyor. Yani masaya yalnızca teoriyle değil, pratiğiyle de geliyor. Bu deneyim, Antalya OSB gibi köklü bir kurumun gücüyle birleştiğinde bugünkü kısır tablodan çok daha vizyoner bir yönetim anlayışı çıkabilir.
Üstelik Korkuteli OSB, doğrudan ATSO’nun malı. Bu nedenle Osman Bahçe zaten göbekten ATSO yönetimine bağlı. Her ne kadar hala Ali Bahar’a biat ediyor gibi görünse de, koltuk söz konusu olduğunda dengelerin de değerlerin de bir anda değişebileceğini herkes biliyor.
Soru şu: Osman Bahçe sadece Berkay Bahar’a rakip olabilir mi? Orası belirsiz. Ama Berkay’ın aday olmadığı bir senaryoda, Osman Bahçe’nin Antalya OSB için gerçekten ideal bir başkan adayı olabileceği konuşuluyor.
Ve gelelim kulislerin en güçlü adayına: Çetin Osman Budak.
Aslında bugün de Antalya OSB’yi perde arkasından yöneten isim o. Bunun en net kanıtı da oğlunun pozisyonu. Yiğit Budak, gencecik yaşında Antalya OSB’de Başkan Vekili koltuğunda oturuyor.
Soruyorum: Antalya OSB gibi dev bir yapının ikinci koltuğuna, bunca tecrübeli sanayici dururken gencecik bir delikanlı nasıl oturtulur? Hangi başarıyla, hangi emeğin karşılığıdır bu makam? Eğer tek gerekçe soyadıysa, o zaman işin adı liyakat değil, perde oyunudur. O koltuk Yiğit Budak’ın değil, Çetin Osman Budak’ın gölgesidir.
Çetin Osman Budak açıkça OSB’ye başkan olmaz. Çünkü onun için bu, attan inip eşeğe binmek olur. Siyasette, ekonomide ve iş dünyasında yıllarca önemli görevler üstlenmiş bir isim, bu koltuğa doğrudan talip olmaz. Ama perde arkasından yönetmeye, oğlunu “vekil” yapıp ipleri elinde tutmaya devam eder.
Asıl kritik soru şudur: Çetin Osman Budak için en işlevsel “uzaktan kumandalı” başkan kim olur?
İşte tam bu noktada dengeler devreye giriyor.
Berkay Bahar, başkanlığa göz kırptığı için Budak ailesiyle Bahar ailesi neredeyse kanlı bıçaklı hale geldi. Dolayısıyla Budak’ın tercihi Berkay olmayacak. Onun için en güvenli seçenek, etliye sütlüye karışmayan, vizyon koymak yerine koltuğu doldurmayı seçen Hasanali Gönen.
Bir de iş dünyasında uzun zamandır konuşulan başka bir ihtimal var: Cihan Bulut.
Zaten bugüne kadar hemen her seçimde bir yerlere aday oldu, ama tek bir zaferi yok. Sürekli niyet eden, sürekli deneme yapan ama finalde hep kaybeden bir profil. Yani siyasetle iş dünyası arasında gidip gelen, “aday olma refleksi” artık kendisine yapışmış bir isim.
Şimdi kulislerde yeniden konuşuluyor. Antalya OSB’deki bu dağınıklık, sessizlik ve kaotik ortam, onun gibi “belki bu sefer” diyen adaylar için fırsat gibi görünüyor. Cihan Bulut’un da bu denklemde, bir umut belki başkan olurum düşüncesiyle sahneye çıkması mümkün.
Bu listeye bir de "kim başkan olursa olsun seçimin asıl galibi olma" niyetiyle herkese mavi bocuk dağıtan, en tehlikeli ismini de ekleyelim ki fotoğraf daha da netleşsin; Antalya OSB Bölge Müdürü İlhan Metin.
Başkanlık için adı geçmiyor, zaten o da bu koltuğa doğrudan oturmaz. Ama “kim başkan olursa olsun asıl galip ben olayım” hesabıyla olası adayların tümüyle flört ediyor.
Ali Bahar’la olan dostluğu, birlikte yedikleri hurmalar ve sırlar yüzünden Berkay Bahar’a göbekten bağlı. Bir dediğini iki etme ihtimali yok; çünkü birbirlerinin kara kutusu. Zaten İlhan Metin de bunu saklamıyor. Olası bir adaylıkta Berkay Bahar'ı destekleyeceği yönünde açıklamaları mevcut. Berkay Bahar adaylığını ilan ettiği gün, Bölge Müdürlüğü görevinden istifa edip Berkay’la birlikte sahada çalışacağını, Berkay’a yakın isimlere söylediği belirtiliyor.
Ama öte yandan koltuğunu da kaybetmek istemiyor. Bu yüzden Hasanali Gönen’e emir eri gibi davranıp onun yanında esas duruşta bekliyor.
Çetin Osman Budak’ın gölgesinden de rahatsız; çünkü Yiğit Budak sayesinde OSB’de kimseye at koşturma alanı bırakılmıyor. Ali Bahar döneminde sınırsız hareket alanı bulan İlhan Metin, Budak ailesinin kontrolünden hoşnut değil. İlk fırsatta karşı cepheye geçmesi sürpriz olmaz.
Tabi koltuğu sağlama almak için Osman Bahçe ile de flört etmeyi ihmal etmiyor.
Özetle; Hasanali Gönen'in emir eri gibi davranıp Berkay Bahar ile iş tutuyor. Çetin Osman Budak'a esas duruş gösterip Yiğit Budak'ın altını oyuyor. Osman Bahçe’nin yanağından makas almasına da itiraz etmiyor, edemiyor.
O yüzden yarın öbür gün Cihan Bulut'la selfi paylaşırsa şaşırmayın.
Bu anlattıklarımın hepsi iddia ve kulis dedikodusu.
Ama ateş olmayan yerden de duman çıkmaz değil mi?
Herkesin bir hesabı var ama tüm dengeler bir anda değişebilir.
Müfettişlerin gözaltına aldığı dosyalar
Çünkü Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bundan 5 ay kadar önce, yani daha Antalya Büyükşehir Belediyesi mercek altına alınmadan, Antalya OSB'ye müfettişler gönderip özellikle de Ali Bahar döneminde yapılan harcamaları, satınalmaları, ihaleleri mercek altına aldı.
Müfettişlerin OSB'den yaklaşık 6000 sayfa dosya alıp Ankara'ya döndüğü, inceleme ve tahkikatın büyük bir titizlikle sürdürüldüğü belirtiliyor.
Yani belki bir sabah uyanacağız ve bu yazıda adı geçen isimlerin hiçbiri artık sahnede olmayacak.
Yani OSB'de organize işler mi, işlemez mi yakında göreceğiz.
Yorumlar
Kalan Karakter: