Antalya’nın en güçlü kurumlarından biri Antalya Ticaret ve Sanayi Odası.
Bu öyle bir güç ki doğru kullanıldığında yalnız Antalya’nın değil, Türkiye’nin gündemini belirleyebilecek kadar etkili. Yeter ki o kürsüye çıkanlar, gerçekten dersine çalışsın, vizyon ortaya koysun.
Ama ne yazık ki tablo tam tersi.
ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman her toplantıda papağan gibi aynı cümleleri tekrar ediyor. Finans yok, faiz yüksek, turizm pahalı, gençler işsiz…
Peki sonra? Sonrası yok.
Yıllardır bilinen sorunları bir kez daha dile getirip kenara çekilmek. Oysa bu kurumun başkanı doğru bir tespitle, güçlü bir açıklamayla ulusal gündemi değiştirecek etkiye sahip.
Ama o etkiye niyet yok, cesaret yok, vizyon yok. Sadece tekrar var.
Dünkü yazımda sadece ATSO Başkanı ve Yönetimine değil, meclis üyelerine de seslenmiş, “dersinize çalışın, kısır tartışmaları bırakın, bu şehre fayda üretin” demiştim.
Aynı meclis toplantısında yaşanan bir gelişme, size anlatmak istediğim her şeyi bir tokat gibi yüzümüze vuran, somut bir örneğe dönüştü.
ATSO 28’inci Grup Kırtasiye Fotoğraf ve Tercümanlık Hizmetleri Meslek Komitesi’nden Meclis Üyesi Halil Öztürk, eline mikrofonu, ardına ATSO’nun lobi gücünü aldı ve sadece 2-3 dakika süren bir açıklama ile Türkiye’nin gündemine oturdu.
Otellerde turistlere yönelik papağanla fotoğraf çekiminin, Antalya Valiliği tarafından yasaklandığını açıkladı Halil Öztürk. Otellerde turistlere yönelik papağanla fotoğraf yasağı, belki başta küçük bir detay gibi görünebilir sizlere. Ama Öztürk konuyu sektörel veriyle, kayıpla, somut örneklerle dile getirdi.
“Bu yasak sektöre 3 ila 6 milyon avro kaybettirir” dedi. Ve ne oldu? O açıklama tüm ulusal basının gündemine girdi. Demek ki bir üye, çalışarak, hazırlanarak, cesurca konuştuğunda sadece Antalya’da değil, Türkiye’de de ses getirebiliyor.
Peki ya diğer meclis üyeleri de aynı ciddiyetle hareket etseydi?
Peki ya başkan, papağan gibi aynı cümleleri tekrar etmek yerine Antalya’nın kronik sorunlarını masaya koyup Ankara’ya mesaj verseydi?
Antalya’nın genç işsizliğini, tarımın çöküşünü, turizmin tekelleşmesini, finans darboğazını dile getirseydi?
O zaman yalnız Antalya değil, bütün ülke bu şehre kulak kesilmez miydi?
Ama nerede…
Kürsüde herkesin bildiğini tekrarlayan bir başkan, kısır tartışmalara saplanan meclis üyeleri var. Koltuğa oturmakla görevini yaptığını sanan, fotoğraf karesine girince temsil sorumluluğunu yerine getirdiğine inanan bir topluluk…
Halbuki lobi gücünü kullanmak, ezber değil cesaret ister, vizyon ister, akıl ister.
Anladınız mı bu yazının başlığı neden papağanlığı bırak, papağana bak.
Ezberle günü kurtarmayı bırakın; Halil Öztürk örneğinde olduğu gibi çalışarak, hazırlanarak, somut veriyle konuşun. Bu şehrin sorunlarını gözü kara şekilde gündeme taşıyın.
Papağan gibi sürekli aynı şeyleri tekrarlamak yerine, meselenin özüne yani papağana odaklanırsanız resim nasıl değişiyor, Halil Öztürk bunu bize, en önemlisi de ATSO Başkanı’na göstermiş oldu.
Tek bir meclis üyesi çıktı, yasağın sektörüne maliyetini rakamla koydu: 3 ila 6 milyon avro arası kayıp. Ve bir anda ulusal gündem o açıklamayla çalkalandı.
Şimdi Yusuf Hacısüleyman’ın önünde iki yol var:
Ya kaplan kesilip Antalya’nın sorunlarının üzerine korkusuzca gidip çözüm üretecek
Ya da papağan yasağını aşmak isteyen turizm fotoğrafçıları için renkli bir alternatif olacak.
Yorumlar
Kalan Karakter: