Antalya’da kepenkler iniyor, borç defterleri kapanıyor, esnaf sabah dükkanını açıp müşteri yerine icra memurunu bekliyor.
Bir şehir nefes alamazken, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası yöneticileri, oda üyelerinin paraları ile özel uçak kiralayıp 118 kişilik kafileyle Madrid’in ışıklı vitrinlerine akın ediyor.
Halk, ekmek kuyruğunda beklerken, onlar pastanın peşinde.
Moda fuarı, mücevher fuarı, aksesuar fuarı, saat fuarı…
Antalya’da olmayan her şeyin fuarı.
Halk bankaların kapısında kredi dilenirken, sanayici haciz dosyalarıyla boğuşurken, turizmci borç defterini kapatırken bizim oda Madrid’de şampanya kadehinde vizyon arıyor. Buna da “inceleme gezisi” diyorlar.
Neyin incelemesi bu? Kapanan fabrikanın mı, konkordato ilan eden iş insanını mı, yoksa Madrid’in pırıl pırıl vitrinlerindeki pırlantaların mı?
Antalya yanıyor.
Yangını söndürmek için kurumların eline kova alıp koşması gerekirken, ATSO yönetimi güneş gözlüklerini takıp turist kılığına giriyor. Bir tarafta işsiz gençler, diğer tarafta özel uçakla fuar turizmine çıkan yöneticiler. Antalya’nın acısıyla Madrid’in podyum ışıkları arasındaki mesafe, Atlas Okyanusu’ndan bile derin.
Belki biz yanılıyoruzdur, kim bilir? Belki döndüklerinde esnafa “Bakın Madrid’de kepenkler böyle kapanmıyor” diye nasihat vereceklerdir. Belki konkordatoculara “Bakın orada iflas bile şıklıkla yaşanıyor” diye öğüt vereceklerdir.
Ama Antalya’nın gerçeği Madrid’in podyumlarında değil, Uncalı’da kapanan mobilyacının dükkanında, sanayide borçlarını çeviremeyen tornacının atölyesinde, Kaleiçi’nde müşteri bekleyen otelcinin boş odalarında gizli.
Soruyorum: Madrid’e özel uçak kaldıracak kaynağı, Antalya’nın KOBİ’lerine can suyu vermek için neden kullanmadınız?
Şampanya kadehi kaldırmak yerine küçük sanayiye gidip esnafla neden dertleşmediniz?
Gerçek vizyon, paslı kepengi açtırmaktır; ışıklı vitrine bakmak değil.
Bu şehrin yangını büyüyor. Vizyon diye pazarlanan bu seyahatler, aslında çaresizliğin üstünü örtme çabasıdır. Turistik geziyle vizyon olmaz. Gerçek vizyon, halkın ekmeğini büyütmektir.
Antalya’nın ekonomisini ayağa kaldırmaktır. Esnafın borç defterini kapatmak değil, açtığı dükkanı açık tutmaktır.
Kurumların görevi uçak kaldırıp vitrin gezmek değil, şehrin yangınını söndürmektir. Antalya’nın ekmeğini büyütmek yerine pastaya heves eden ATSO Yönetimi, tatlı düşler görürken üyeler, acı gerçeği sandıkta hatırlatacaktır.
Yorumlar
Kalan Karakter: