Shell shock sendromu... İlk kez duymuş olabilirsiniz bu terimi. Aslında tarihi, ateşli silahların tarihi kadar eski, ancak bu isim, 1. Dünya Savaşı sırasında konmuş. Shell shock sendromu, tarihteki bütün savaşlarda görülmüş, ancak 1. Dünya Savaşı'nda bu sendromu yaşayanların sayısında olağanüstü bir artış olmuş.
1. Dünya Savaşı'nda, savaşa katılan askerler, hiç bir fiziksel hasar almasalar da, savaşın etkisi nedeniyle, garip tepkiler vermeye başlamışlar. Baş ağrısı, uykusuzluk, kabuslar, iştahsızlık, baş dönmesi, depresyon, anksiyete, titreme, tükenmişlik hissi sıradan olanlar. Ama bunların dışında, bazı askerler görmüyor, duymuyor, konuşamıyor, yürüyemiyor, ayakta duramıyor, kaslarını kontrol edemiyor, sürekli halüsinasyon görüyorlar. Bu tür askerleri, komutanları 'korkak' olarak tanımlıyor ve önemli bir bölümü bu nedenle kurşuna diziliyor.
Bu askerlerin hayatını kurtaran isim, İngiliz fizyolog ve psikolog Charles S. Mayers... Yaşananların korkaklıktan kaynaklanmadığını, sadece savaşın travması nedeniyle bu hale geldiklerini ortaya koyuyor Mayers ve 'shell shock sendromu' tanımının da isim babası oluyor.
* * * * *
1. Dünya Savaşı'nda adı kondu bu sendromun, ancak daha önceki savaşlarda olduğu gibi, daha sonrakilerde de sıklıkla yaşandı. Savaş, öyle uzaktan görüldüğü gibi, kahramanlık destanları yazdıracak bir olgu değil. Savaş, ölüm, daha çok ölüm, acı ve daha çok acıdır aslında. Ve çocuklar, ölüme, korkuya, çaresizliğe, daha hayatlarının başında tanık oluyor savaşlarda. Sayısız örnek verebilirim, ama hiç birimizin yüreği dayanmaz...
Çocuk yaşta maruz kalınan savaşlar, çocuklarda, gelecekten umudunu kesme, değerlerin anlam değiştirmesi, şiddet eğilimi, madde bağımlılığı, ömür boyu süren travma sonrası psikolojik bozukluklar yaratıyor. Yani geri dönüp düzeltilmesi mümkün olmayan hasarlara neden oluyor.
* * * * *
İsrail'de günlerdir çocukların parçalanan bedenlerini izliyoruz. Acıyla ve çaresizce... Fotoğraflar bir bıçak gibi saplanıyor yüreğimize. Ancak görmeyi hiç tahmin etmediğim birkaç video izledim ve savaşın çocukların sadece bedenlerini değil, yüreklerini de nasıl parçaladığını anladım. Küçücük çocuklar, shell shock sendromu yaşıyorlar! Ne olduğunu ve neden olduğunu anlamaya çalışmaktan vazgeçmiş, gözlerini korkuyla kocaman açmış ama çevresini görmeyen, boş gözlerle bakarak aralıksız titreyen çocuklar... Bakıyorlar, ama görmüyorlar; duyuyorlar ama anlamıyorlar; ağlamıyorlar ama acıyla kıvranıyorlar...
Çocuklara bunları biz yaşatıyoruz. Savaş çığırtkanları, para ve güç hırsıyla gözleri dönmüş liderler, insani değerlerini tümden yitirmiş tüm yetişkinler...
Tekrar söylüyorum, çocuklar, dünyadan habersiz küçücük çocuklar, shell shock sendromu yaşıyor! Bence sadece sözün değil, insanlığın da bittiği yerdeyiz.