Küçük bir sahil kasabasından, bir dünya kentine dönüştü Antalya... Kentte belediyecilik, bu hızlı değişim ve dönüşüme ayak uydurmaya çalışıyor. 19. yüzyıl sonlarından günümüze uzanan hikayeden kimler geldi, kimler geçti...
Antalya, Osmanlı İmparatorluğu döneminde, Konya'ya bağlı bir sancaktı. O zamanlar nüfusu, bir köy nüfusundan pek de fazla değildi. Bir kıyıda unutulmuş, yoksulluk ve hastalıkla mücadele eden küçük bir sahil kasabası belki...
İlk belediye hizmetini, Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde gördü Antalya. 1864 yılında çıkarılan Vilayet Nizamnamesi, modern belediyeciliğin temelini attı. Bu dönemde, belediye başkanlığı görevini, liva muhasebecileri üstleniyordu. Bu nedenle, Antalya'nın ilk belediye başkanı da, liva muhasebecisi Abdullah Efendi oldu.
ANTALYA'NIN İLK BELEDİYE BAŞKANI
1868'de Antalya'nın ilk belediye başkanı olarak göreve gelen Abdullah Efendi, bu görevde dört yıl kalmıştır. Tabi ki o dönemde belediye başkanı unvanı henüz yoktu, onun yerine, şehrin güveniliri anlamına gelen şehremini' (şehir emini) unvanı kullanılıyordu.
1868 yılında, Antalya'da belediye meclisi kurulmuştu. İlk meclisin ve daha sonraki meclislerin üyeleri arasında kentin Rum halkından isimler de bulunuyordu: Hacı Konstanti, Hacı Loka, Hekim Sinyor Matiyasi, Vasil Efendi, Kiryoko Efendi, İstanlos Efendi, Anaştaş Efendi Ser Mimar Nikola Usta...
Kentin ikinci belediye başkanı da bir muhasebeciydi. 1873-1879 tarihleri arasında görev yapan Ahmed Şakir Efendi'nin ardından, Mehmed Said Efendi, sonrasında da Ömer Lütfi Efendi ve Dizdarzade Rıza Bey belediye başkanı oldu.
Dizdarzade Rıza Bey döneminde, Antalya Gureba Hastanesi (Memleket Hastanesi) hizmete açılmıştı. Antalya Mızıka-i Hümayun da bu dönemde kurulmuştu. İstanbul’dan getirtilen müzik hocasının desteğiyle oluşturulan Mızıka-i Hümayun, haftada iki kez Antalyalılara konser veriyordu. Bu dönemde belediye bünyesinde on kişilik mızıka takımı bulunuyordu.
1914 yılında Antalya, Konya'ya bağlı bir sancaktı. Şehir, Kaleiçi'nden ve onun çevresindeki küçük yerleşim bölgesinden oluşuyordu.
ANTALYA İŞGAL ALTINDA
28 Mart 1919 tarihinde, İtalyan ordusu, Mondros Mütarekesi hükümlerine dayanarak, Antalya'ya asker çıkardı. Böylece Antalya'nın yaklaşık iki yıl sürecek işgal günleri başladı.
Bu dönemde Antalya Belediye Başkanlığı görevini, sırasıyla, Mustafa Bey, Hasan Bey ve Kahramanzade Haci Sait Efendi üstlendi.
İtalyanlar Antalya'yı, 28 Mart 1919 tarihinde, bir cuma günü işgal etmeye başladılar.
CUMHURİYET'İN İLK BELEDİYE BAŞKANI
Yusuf Cemal Bey, 1922-1924 tarihleri arasında Antalya Belediye Başkanıydı. Hem avukat, hem de gazeteci kimliği olan Yusuf Cemal Bey, sonradan Demirel soyadını almıştır.
Yusuf Cemal Bey’den sonra Belediye Başkanı olan Zühtü Beyzade Hasan Bey, kısa süre bu görevde kalmıştır.
TOPHANE PARKI AÇILIYOR
1926-1927 yılları arasında görev yapan Şerametzade Zeki Bey, 'Giritli Zeki' olarak bilinirdi. Antalya Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin kurucuları arasındaydı. Milli Mücadele yıllarında, İtalyanlar tarafından Rodos'a sürgün edilmiş, ancak kısa süre sonra geri dönmüştü. Zeki Bey'in başkanlığı döneminde Antalya'da tulumba teşkilatı kuruldu. Tophane Parkı açıldı. Bu dönemde, sıtmayla mücadelede, belediye aktif görev aldı.
Sıtma, bütün Anadolu'nun olduğu gibi, Antalya'nın da en önemli sağlık sorunuydu. Milli mücadele döneminde yapılan araştırmalarda, Antalya nüfusunun büyük bölümünün sıtmalı olduğu görülmektedir. 1929'da Sıtma Mücadele Teşkilatı kuruldu. Sıtmayla ve hastalığı taşıyan sivrisineklerle mücadele başladı. Bataklıklar kurutulmaya çalışılıyor, sivrisinek yataklarına mazot dökülerek yok edilmeleri amaçlanıyordu.
ANTALYA AYDINLANIYOR
1927-1930 yılları arasında görev yapan Dr. Galip Bey'in (Kahraman) belediye başkanlığı döneminde, Antalya elektrikle buluştu. Evlerin dışında, kentin çeşitli yerleri de elektrikle aydınlatıldı.
1927 yılında yapılan nüfus sayımına göre, Antalya'nın nüfusu, sadece 36.324 idi. Antalya, elektriğe yeni kavuşmuş, yolları toprak ve çamur, suyu kirli bir kasabaydı hala...
1930 yılında, öylesi bir dönemde göreve gelen Karakaşzade Hüsnü Bey, kentin çehresini değiştirmek için kolları sıvadı. Kalekapısı ile bugünkü İş Bankası arasında yer alan ahşap dükkanları yıktı, caddeyi genişletti. Halkevi binasını hizmete açtı. Karaalioğlu Parkı'nın güzelleştirilmesi için uğraştı.
Antalya'ya böylesine olumlu katkıları bulunan Karakaşzade Hüsnü Bey'in, kentin hava almadığı gerekçesiyle surları yıktırması ise, o dönemde en çok tartışılan konulardan oldu.
* * * * *
Karakaşzade Hüseyin Bey'in ardından göreve gelen Şerafettin Bey'in hizmet süresi, bilinmeyen bir nedenle kısa sürdü. Ardından gelen Lütfü Gökçeoğlu ise, 1934-1944 yılları arasında, iki dönem belediye başkanlığı görevini üstlendi.
Gökçeoğlu'nun hizmet yılları, imar çalışmalarının yoğunlaştığı bir dönem oldu. Bu dönem, Antalya'nın su sorununun çözülmesi için çalışmalar da başladı. Antalya suyu, o güne kadar son derece fazla sayıda bakteri içeren ve kent halkının sıklıkla hastalanmasına yol açan, içilmemesi, hatta kullanılmaması gereken bir suydu. Su sorununun çözümünde, dönemin valisi Haşim İşcan'ın da büyük katkıları olmuştur.
Lütfü Gökçeoğlu'nun 1944 yılında boşalan koltuğuna, Esat Esen oturdu. Yaklaşık iki yıl başkanlık görevini yürüten Esen, Antalya için başlatılan çabaları sürdürdü.
ALTIN PORTAKAL'IN MİMARI
Cumhuriyet'in ilk yıllarında, Anadolu'nun en önemli sorunlarından biri, ülkenin her yanını sarmış sıtma hastalığıydı. Sıtma ile mücadele, merkezi hükümet ve belediyeler tarafından yoğun bir biçimde yürütülüyordu. Dr. Burhanettin Onat, bu mücadeleye katılan önemli isimlerden biriydi.
Burhanettin Onat, İstiklal Madalyası sahibi bir politikacıdır. Onat, 1919 yılında İstiklal Savaşı'na katılmış, cephede doktor olarak görev almıştır. Bu süreçte, Aralık 1920'de Antalya'ya ilk kez gelmiş ve şehre hayran kalmıştır. 1923'te Antalya'da görev almış, bu dönemde Antalya Türk Ocağı’nın reisliğini yapmıştır.
Atatürk’ün 1930 yılında Antalya’ya ziyaretinde, ona rehberlik yapan, Dr. Burhanettin Onat'tır. Onun siyasete atılmasını isteyen Atatürk'ün isteğine uyarak, 1930’da Cumhuriyet Serbest Fırkası (SCF) ile siyasete atılmıştır. 12 Eylül 1930 tarihinde SCF’nin Antalya teşkilatını kurmuş ve ardından hızla Fenike, Serik, Elmalı, Kaş, Manavgat ve Alanya kazalarında parti teşkilatlarını oluşturmuştur. SCF’nin kapatılmasının ardından da bir süre siyaset dışında kalmıştır.
İkinci Dünya Savaşı yıllarında yeniden askere alınmış ve Antalya'da tabur doktoru olarak görev yapmıştır. 1946 yılında, Cumhuriyet Halk Partisi'nden Antalya Belediye Başkanı seçilmiştir. Ancak, Demokrat Parti'nin yükselişe geçtiği bu dönemde, CHP yanlısı valilerle arasında sorunlar yaşanmış, 1947'de “itimatsızlık ve kifayetsizlik” suçlamasıyla başkanlıktan alınmış ve 8 ay süren belediye başkanlığı görevi sona ermiştir.
Dr. Burhanettin Onat, Cumhuriyet Serbest Fırkası'nda başlayan ve CHP'de devam eden politik yürüyüşünün sonunda Demokrat Parti'ye katılmış ve 1950'den itibaren 3 dönem DP Milletvekili olarak Meclis'te görev almıştır.
1976'da hayatını kaybeden Burhanettin Onat, önce Antalya Andızlı Mezarlığı'na defnedilmiş, daha sonra Uncalı Kent Mezarlığı'na nakledilmiştir.
1956 yılında, Burhanettin Onat'ın belediye başkanlığı döneminde, bugünkü Altın Portakal Film Festivali'nin temeli atıldı. Onat'ın kurduğu ve desteklediği Antalya'yı Tanıtma ve Turizm Derneği'nin çabalarıyla her yıl mayıs ayının son haftasında kutlanmaya başlanan “Antalya Belkıs Tiyatro ve Müzik Festivali” kutlamaları 1963 yılından itibaren “Antalya Altın Portakal Müzik, Tiyatro ve Film Festivali” adı altında kutlanmaya devam ediyor.
* * * * *
Burhanettin Onat'ın ardından göreve gelen ve yine bir doktor olan Vasfi Cankatan, kısa bir süre görev yaptıktan sonra, koltuğunu Seyit Ali Pamir'e devretti.
Girit'te doğduğu için 'Giritli' lakabıyla anılan Seyit Ali Pamir, 1948-1954 yılları arasında başkanlık yapmıştır. O da, Burhanettin Onat gibi, milli mücadeleye katılmış, Kurtuluş Savaşında Fahrettin Altay Paşa'nın süvari birlikleri ile yüzbaşı olarak İzmir'e giren ilk süvari birliğinde görev almıştır.
Seyit Ali Pamir döneminde, 1952 yılında, ilk kez, kentin çeşitli yerlerine çöp sepetleri asıldı. Bu sepetler, Antalya Sanat Okulu'nda yapılmıştı.
Pamir'in ardından göreve gelen Fuat Atahan, kısa bir süre görevde kalmış, yerine 1955 yılında, Hayret Şakrak gelmiştir.
ANTALYA'NIN İLK İMAR PLANI
İbradılı olan Hayrettin Şakrak, 1955 yılında yapılan seçimlerde, Demokrat Parti'den Antalya Belediye Başkanı olmuştur.
Şakrak, adını Antalya tarihine, 1956 yılında yaptırdığı imar planıyla yazdırdı. Bu dönemde ayrıca, Antalya'nın bir turizm kenti olması için çalışmalara da başlandı.
1950'li yıllarda Antalya'da şehir içi ulaşımda otobüsler kullanılıyordu. Antalya Belediyesi, otobüs sayısını artırmak için Batı Almanya'dan iki otobüs satın almıştı. 3 Ağustos 1959 tarihinde İstanbul'dan Antalya'ya gelen otobüsler, törenle hizmete girdi.
Belediye Başkanı Hayrettin Şakrak döneminde, 1956 yılında Konyaaltı'nda ilk oba, kendisi için inşa edilmişti. Daha sonra obaların sayısı artmış, talep çok artınca ihaleyle kiraya verilir duruma gelmişti.
Ömer Eken ve Vali Turgut Kılıçer, Hayrettin Şakrak sonrasında belediye başkanlığı görevini kısa bir süre yürüttüler. Onların ardından Nuri Teoman göreve geldi.
ASKER, VALİ VE BELEDİYE BAŞKANI
1962-1963 yılları arasında Antalya Belediye Başkanlığı görevini yürüten Mehmet Nuri Teoman, aslında bir asker, bir hava tuğgeneralidir. 27 Mayıs 1960 darbesi sonrasında önce Ankara Valiliği ve Belediye Başkanlığı, ardından, 1962-1965 yılları arasında Antalya Valiliği yapmıştır. Nuri Teoman, 12 Eylül 1980 darbesinden sonra, bir kez daha Antalya Belediye Başkanlığı görevine getirilmiş, 1981-1983 yılları arasında bu görevi yürütmüştür.
ANTALYA TANINIYOR
Antalya'ya büyük katkılar yapan ve adını kentin tarihine yazdıran belediye başkanlarından biri de, Adalet Partisi'nden seçilen Dr. Avni Tolunay'dır. 1963-1973 yılları arasında on yıl Antalya Belediye Başkanı unvanını taşıyan Tolunay döneminde, Antalya, hem daha güzelleşmiş, hem de adını daha çok duyurur olmuştur. Onun döneminde, Antalya'da asfaltlama çalışmaları hızlanmış, kent halkı toprak yollarından çamurundan kurtulmuştur.
Tolunay, Antalya'nın yurt içinde ve dışında tanıtılması için çalışmalar yapmıştır. Antalya Festivali'ni belediye etkinlikleri arasına almış ve festivale Ulusal Film Yarışması'nı da ekleyerek, Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin kuruluşunu sağlamıştır.
HAPİSLE SONLANAN BAŞKANLIK
CHP'li Avukat Selahattin Tonguç, 1973 yılında Antalya Belediye Başkanlığı görevine gelmiş, 12 Eylül 1980 darbesinden sonra görevinden alınıp hapsedilinceye kadar da koltuğunu korumuştur. Onun döneminde yapılan çalışmaları, kendi ağzından dinleyelim:
"Seçildiğim gün, Antalya’nın halkçı bir yönetimle ve toplumcu belediyecilikle tanıştığı gündür. Kentte birçok büyük, yenilikçi ve uygar projenin temelleri bu dönemde, 1973-1980 arasında atılmıştır: Planlı turizm, itfaiye teknolojisinin ve halk otobüslerinin yenilenmesi, çevre sağlığı, temiz içme suyu, kent parkları, geniş bulvarlar, koruma imar planı, deniz kirlilik ölçümleri, toplu konut projeleri, evrensel değerlerde yükselen bir festival ve daha birçok şey!"
* * * * *
1980 darbesinden sonra Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini, kısa bir dönem Şerafettin Mıhçıkan yürüttü. Mıhçıkan da, Nuri Teoman gibi bir hava tuğgeneraliydi. Yerini, 1960 darbesinden sonra da görev yapmış Teoman Paşa'ya bıraktı.
Paşa'nın ardından bir sivil, Av. Mehmet Kenan Aktekin göreve geldi, ancak görev süresi çok uzun olamadı.
ÖZAL'IN ANTALYA PRENSİ
1984 yılında Antalya Belediye Başkanlığı koltuğuna yine bir avukat olan Yener Ulusoy oturdu. Anavatan Partisi'nden olan Ulusoy, 1987 yılına kadar görevde kaldı.
Av. Yener Ulusoy 30 Haziran 1943'de Antalya'da doğdu. Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Antalya'da 1984-1987 yılları arasında Belediye Başkanlığı görevini yürüttü. Yüzde 50'nin üzerinde oy alarak başkan olmuştu ve 'Özal'ın Antalya Prensi' olarak anılıyordu. Ancak Ulusoy'un başkanlıktan sonraki yaşamı oldukça üzücü oldu.
Yener Ulusoy, zengin bir aileden geliyordu. Gerek siyasette, gerekse belediye başkanlığı sırasında bütün servetini kaybetti ve yoksullaştı. Ne partisi, ne de Antalya ona sahip çıkmadı. Astım tedavisi gördüğü Antalya Vakıf Hastanesi'nde, henüz 58 yaşındayken hayatını kaybetti.
1987-1989 yılları arasında Antalya Belediye Başkanı, Metin Kasapoğlu idi. O da bir önceki başkan Yener Ulusoy gibi, henüz 58 yaşındayken hayatını kaybetti.
BAŞKANLIKTAN TBMM'NE
Avukat başkanlar geleneği, Doğru Yol Partisi'nin adayı Hasan Subaşı'yla devam etti. 1989-1999 yılları arasında görev yapan Subaşı, ilk döneminde Antalya Belediye Başkanı, ikinci döneminde ise Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı olmuştur. Bunun nedeni, 2 Eylül 1993 tarihinde çıkarılan bir yasayla Antalya'nın büyükşehir olarak kabul edilmesidir.
Hasan Subaşı'nın Antalya'nın çehresini değiştirdiği kabul edilir. Hatta kimlerince 'efsane başkan' olarak anılır. Subaşı, Antalya'da özellikle altyapı çalışmalarına önem verdi. Antalya Sebze ve Meyve Hali, Atatürk Kültür Merkezi, Cam Piramit, Otogar, Mezbaha, Hayvanat Bahçesi, Antalya Kent Konseyi, arıtma tesisleri gibi projelerde Subaşı'nın imzası vardır.
Subaşı, Belediye Başkanı olduğu dönemde Antalyaspor Başkanlığı görevini de yürüttü. Bu dönemde Antalyaspor, önemli başarılar elde etti.
Adalet Partisi geleneğinden gelen ve DYP çatısı altında siyaset yapan Subaşı, daha sonra İYİ Parti'ye katıldı ve 2018 genel seçimlerinde Antalya Milletvekili olarak Meclis'e girdi. 10 Ekim 2023 tarihinde partisinden neden istifa ettiği bilinmiyor.
FRANSIZLARI KOVAN BAŞKAN
Hasan Subaşı, 1999 yılında, koltuğunu CHP'li Bekir Kumbul'a devretti. Antalya SSK Hastanesi'nde başhekimlik yapmış olan Dr. Bekir Kumbul, 1995 yılında Cumhuriyet Halk Partisi'nden Antalya Milletvekili seçilerek Meclis'te bir dönem görev yaptı. 1999'da Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmiş ve bu görevini 2004 yılına kadar yürütmüştür.
Kumbul, Hasan Subaşı tarafından başlatılan ve Antalya için hayati önemdeki Yağmur Suyu Drenajı Projesi'ni devam ettirdi. Hurma'da tam arıtma tesisi kurarak, deniz kirliliğinin önüne geçti. Kızıllı Katı Atık Tesisleri'ni kurdu.
Bekir Kumbul'un en cesur icraatlerinden biri, Antalya'nın içme suyunun özelleştirilmesi projesini iptal etmek oldu. Bütün itirazlara rağmen, projenin diğer tarafındaki Fransız firmasını ülkesine gönderdi.
Karaalioğlu Parkı, onun döneminde yenilenip, ailelerin daha rahat gidebileceği bir park haline getirildi. Bugün yoğun biçimde kullanılan Haşim İşcan Kongre Merkezi de onun döneminde hizmete girdi.
MENDERES TÜREL DÖNEMİ
2004 yılı yerel seçimlerinin galibi, AKP adayı Menderes Türel oldu. Gazetecilik ve sonrasında Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı görevlerini yürüten Türel, 2004-2009 yılları arasında Büyükşehir Belediye Başkanı olarak görev yaptı.
2011 yılında AKP Antalya Milletvekili olarak TBMM'ne girdi. Türel, milletvekili değil, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı olmak istiyordu ve 2014 yılında bir kez daha seçilerek başkanlık koltuğuna oturdu. 2019 yılındaki seçimlerde ise, koltuğunu Muhittin Böcek'e devretmek zorunda kaldı.
Antalya'daki köprülü kavşaklar, Lara temalı park, tartışmalı stadyum, hafif raylı sistem gibi projeler, Türel döneminde hayata geçirildi. Altın Portakal Film Festivali, onun döneminde, halkın festivali olmaktan çıkarılıp uluslararası bir festival haline getirilmeye çalışıldı. Ancak tüm bunları, borç para ile yaptığı için, Antalya halkı tarafından eleştirildi.
Bir başka eleştiri de, Antalya'nın bu dönemde Ankara'dan yönetildiği oldu. Danışmanlar, projeler Ankara'dan geliyor, Antalyalı sivil toplum kuruluşları hiç bir sürece dahil edilmiyordu. Bu hataları, onun ne kadar istese de, ne milletvekilliği ne de belediye başkanlığı için aday yapılmamasıyla sonuçlandı.
REKTÖR BAŞKAN AKAYDIN
Prof. Dr. Mustafa Akaydın 2009-2014 yılları arasında Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna oturdu.
Akaydın, alışık olunmadık bir belediye başkanı profili çizdi. Kendisi de bunu dile getirerek, "alışılagelmiş belediyecilik anlayışını değiştirerek, yerine insan odaklı bir anlayışı yerleştirmeye çalıştıklarını" söylemişti.
Özellikle altyapı yatırımlarına ağırlık veren Akaydın döneminde, kanalizasyon, içme suyu hattı, yağmur suyu drenajı inşaatları süreklilik kazandı.
Çocuklar için Çocuk ve Ağız Diş Sağlığı Merkezi, Atatürk Çocuk Kültür Merkezi, Oyun Otobüsü projeleri, gençler için Sanayi Çıraklık Merkezi ve 300 kız öğrenci kapasiteli Gençlik Sosyal Tesisi projeleri, onun döneminde hayata geçirildi.
Akaydın, 2014 yılında, koltuğunu Menderes Türel'e devretti. İkinci kez başkanlık yapan Türel'in ardından, bugünkü başkan Muhittin Böcek göreve geldi.
BÖCEK YİNE ADAY
2019 yılında Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı olan CHP'li Muhittin Böcek'in siyaset yolculuğu Anavatan Partisi'nde başlamıştı. 1999 tarihinde Anavatan Partisi'nin adayı olarak seçimlere girdi ve yüzde 27 oy alarak Konyaaltı Belediye Başkanı oldu. Konyaaltı'nda yaptığı başarılı çalışmalar, halk tarafından takdir edildi ve 2004 yılında, bu kez yüzde 50'nin üzerindeki oy oranıyla yeniden seçildi. Ancak bu kez CHP'nin adayıydı.
29 Mart 2009 seçiminde, oy oranını yüzde 60'a çıkararak koltuğunu korudu. 30 Mart 2014 seçiminde bir kez daha seçilince, Antalya Merkez'de dört dönem üst üste seçim kazanan ilk belediye başkanı oldu.
Bu başarının ardından, 2019'da CHP tarafından Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday gösterildi ve yüzde 50,62 oranında oy alarak seçildi.
Halk Et, Halk Süt, Halk Mama, Antsu gibi sosyal projeler; çiftçilere, hayvancılıkla uğraşanlara, üreten kadınlara, emeklilere destek; doğa dostu projeler; kültürel etkinlikler, Böcek döneminde öne çıkan çalışmalar oldu.
Covid 19 salgını sırasında ölümün eşiğinden dönen Muhittin Böcek, "aşığıyım" dediği Antalya için bir kez daha aday. Seçimin diğer adayı ise, Kepez'i değiştirip dönüştüren, başarılı çalışmalarıyla dikkat çeken Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü. Hangisinin yeni Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı olacağını yarın öğreneceğiz.
ADLARI YAŞIYOR
Antalya halkı, kente hizmet eden başkanlarını unutmayarak, isimlerini cadde, bulvar ve bazı tesislerde yaşatıyor.
1930-34 yılları arasında görev yapan Hüsnü Karakaş'ın adı, Kepez'de bir mahalleye verildi.
Seyit Ali Pamir, Muratpaşa Belediyesi tarafından, bir parka adı verilerek yaşatılıyor.
Kepez Teomanpaşa Mahallesi ve Bahçeli'deki Teomanpaşa Caddesi, darbeler sonrası iki farklı dönemde başkanlık yapan Nuri Teoman'ın adını taşıyor.
Antalya halkı, genç yaşta ölen Yener Ulusoy'un adını bir bulvara verdi.
Avni Tolunay'ın adı, hem Kepez'de bir mahallede, hem Yeşilbahçe'de bir caddede, hem de bir Anadolu lisesinde yaşıyor.
Selahattin Tonguç'un soyadı, Muratpaşa'da bir caddeye verildi.
Nuri Teoman'ın adı, bugün Antalya'da Teomanpaşa Caddesi'nde yaşamaya devam ediyor.
Antalya, Subaşı'nın hizmetlerini unutmayarak, adını, Elmalı Mahallesi’nde Hasan Subaşı Caddesi’ne, Antalyaspor Hasan Subaşı Tesisleri’ne verdi.