Artık geri dönüş yok… ABD’nin İran’daki nükleer tesisleri vurmasıyla birlikte Ortadoğu’da Pandora’nın kutusu resmen açıldı. Sadece tesisler değil, diplomasi de bombalandı. Bu saldırı, sadece bir askeri operasyon değil; uluslararası hukuk, egemenlik ve denge kavramlarına açık bir meydan okumaydı. Ve bu meydan okumanın bedelini, yine çocuklar, siviller ve yoksullar ödeyecek.
İran’a atılan her bomba, Gazze’de susmayan her top sesi, aslında aynı senaryonun sahneleri: İsrail’in yayılmacı, pervasız, kibirli politikası. Tel Aviv yönetimi yıllardır bölgede ateş yakıyor; bu ateşin içine de Filistinlileri, Lübnanlıları, Suriyelileri, İranlıları sürüklüyor. Batı ise bu yangının baş sorumlusunu alkışlıyor, sırtını sıvazlıyor, silah gönderiyor. Öldüreni cesaretlendiren bu çifte standart, artık sadece ikiyüzlülük değil; apaçık bir suç ortaklığıdır.
İran ise yapayalnız. Ne Arap dünyası yanında ne Batı. Çin temkinli, Rusya ise “stratejik sabır” denilen o dipsiz suskunluk kuyusuna saklanmış. Oysa İran bu saldırıyı yalnızca nükleer programına değil, kendi varlığına karşı bir tehdit olarak okuyor. Çünkü bu saldırılar artık rejim değişikliği projeleriyle, ekonomik çökertmeyle ve kültürel yıpratmayla birlikte yürüyor. İran, Batı'nın kırmızı listesinde. Ve bu liste, artık sadece coğrafi değil; ideolojik bir savaşın parçası.
*****
Bu gerilim nereye varır? Yanıt ürkütücü: Bölgesel savaş, küresel krize dönüşebilir.
İran karşılık verir mi? Büyük ihtimalle, evet. Belki doğrudan değil ama vekil güçlerle, siber saldırılarla, ekonomik meydan okumalarla. İsrail buna yanıt verir mi? Kesinlikle evet. Çünkü Tel Aviv hükümeti şu anda mutlak bir dokunulmazlık zırhına sahip. ABD her koşulda arkasında. Avrupa'nın vicdanı ise birkaç “endişeliyiz” cümlesinin ötesine geçmiyor. Yani İsrail daha da saldırganlaşacak, daha da kışkırtıcı adımlar atacak. Ve bölgede her geçen gün barut kokusu biraz daha keskinleşecek.
Gelecek ne getirir?
Yeni cepheler açılacak. İran, Irak ve Suriye’deki Şii milisleri harekete geçirebilir. Yemen’deki Husiler yeniden sahneye çıkabilir. İsrail’in iç güvenliği sürekli tehdit altında olacak.
Petrol ve enerji krizi patlayabilir. Körfez sularındaki gerilim dünya ekonomisini sarsabilir. Tedarik zincirleri zorlanır, fiyatlar yükselir, halklar öfkelenir.
NATO’nun iç dengesi çatlayabilir. ABD’nin tek taraflı müdahaleleri Avrupa’yı daha temkinli hale getirebilir. Özellikle Fransa ve Almanya gibi ülkelerde iç siyasi baskı artar.
Çin ve Rusya dengeyi değiştirebilir. Bugün susan bu iki aktör, yarın çıkarlarına dokunulduğunda masaya daha sert oturabilir. Yeni bloklaşmalar, soğuk savaşın sıcak sahalara dönüşmesini hızlandırır.
Her senaryoda, Ortadoğu, büyük bir yangının eşiğinde. Ve bu yangını çıkartanlar, ellerini yıkayıp olanı uzaktan izliyor. ABD ve İsrail bir kez daha tarihin yanlış tarafında. Ve eğer bu gidişat durmazsa, sadece Ortadoğu değil, dünya da yanabilir
Yorumlar
Kalan Karakter: