“Siz” Kimsiniz?

Geçtiğimiz günlerde DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Ceylan Akça'nın Meclis kürsüsünden sarf ettiği “Bizim topraklarımızın üstüne baraj kurup sonra o barajlardan edindiğiniz elektriği bize fahiş fiyatlarla satmak sizin hakkınız değildir” sözleri, sadece siyasi bir söylem olmaktan öte, ülkenin birliğine ve ortak aidiyet duygusuna zarar veren, tehlikeli bir anlayışı gözler önüne serdi. Neresinden tutsanız elinizde kalan bir açıklama bu. 
Öncelikle şu soruyu sormamız gerekiyor: “Bizim topraklarımız” ne demek? O topraklarda yüzyıllardır Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla, Süryanisiyle bu ülkenin insanı birlikte yaşıyor. Bireysel kimliklerimiz ne olursa olsun, o topraklar Türkiye Cumhuriyeti'nin topraklarıdır. Ne orada bir Kürt devleti vardı, ne de bir başka ulus-devletin mirası söz konusudur. Bu ülkenin dört bir yanından insanlar, o coğrafyanın da düşmandan kurtarılması için can verdi. O yüzden, bu toprakların mülkiyeti ya da aidiyeti üzerinden ayrım yapmak, hem tarihi gerçeklere hem de ortak vatandaşlık hukukuna ihanettir.
*****
İkinci mesele: “Biz” ve “Siz” ayrımı. Kim bu “siz”? Elektriği pahalıya sattığı iddia edilen, baraj yapan, devleti temsil eden “ötekiler” kim? Eğer konuştuğumuz ülke Türkiye ise, bu ülkede “biz” de “siz” de yoktur. 85 milyon vatandaş aynı çatı altındadır. Sorunlarımız ortak, nimetlerimiz ortak, yükümüz de ortak. Birlikte çözmek zorunda olduğumuz yapısal sıkıntılar varken, biz-siz ayrımı yaparak halkı kamplara ayırmak, temsil ettiğiniz halka da, o meclise de haksızlıktır.
Üçüncü olarak: Eğer kişi kendisini bu ülkenin vatandaşı gibi hissetmiyorsa, o zaman Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ne işi var? TBMM, bu ülkenin yüksek egemenliğini temsil eder. Bu makamı bir kesimin aidiyetini öne çıkararak, ayrımcılık yapmak için kullanmak, temsil hakkının ruhuna aykırıdır. Demokrasi, temsil ettiği halkı bölmeye çalışan değil, birleştiren insanların omzunda yükselir.
Son olarak, elektrik fiyatları üzerinden eleştiri getiren vekilin, bölgesindeki ciddi kaçak elektrik kullanımına hiç değinmemesi, samimiyet sorununu gündeme getiriyor. Türkiye Elektrik İletim A.Ş.’nin verilerine göre, kaçak kullanımın en yoğun olduğu bölge yine aynı bölgedir. Basit bir anlatımla, o bölge halkının kullandığı ödediği elektriği, biz ödüyoruz. 
*****
Kimse bu ülkenin toprağını sahiplenip geri kalan herkesi “öteki” ilan edemez. Bu millet ne bölgesini satılığa çıkardı, ne de bir kısmını başkasına kiraladı. Baraj da bu milletin, elektriği de. Hizmet götürülüyor, yatırım yapılıyor; sonra çıkıp da hem hizmeti inkâr edip hem bedel ödemekten kaçınmak, en hafif tabiriyle siyasi fırsatçılıktır. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı bir ayrıcalık değil, ortak bir sorumluluktur. Bu sorumluluğu taşımayanın ne kürsüde yeri olur, ne milletin gönlünde.