Pençe Kilit Operasyonu sırasında birçok gencimiz öldü yine... Ateş düştüğü yeri yakar, ateş hep sıvasız evlerde yaşayan yoksulların evine düşüyor. Bu durum, artık üstü örtülemez bir gerçek haline geldiği için, halkın tepkisi giderek artıyor.
Çılgın bir bütçesi var Diyanet'in, 2024 yılı için ayrılan bütçe yaklaşık 92 milyar lira. İçişleri, Dışişleri, Enerji ve Tabii Kaynaklar, Kültür ve Turizm, Sanayi ve Teknoloji, Ticaret gibi önemli bakanlıklara ayrılan bütçeden çok daha fazla. Neden bu kadar yüksek? İşte tam da bugünler için!
Şehitlerden Diyanet'e nasıl mı geldik? Anlatayım... Bu ülkede yöneticilerin, zenginlerin çocukları askerlik yapmaz. Ancak savaşa karar verenler onlardır. Ölenler ise yoksulların çocukları... Bu durum tepki çekince ne yapılacak, tabi ki Diyanet devreye sokulacak, din bir kez daha siyasete alet edilecek.
Diyanet İşleri Başkanı, devletten aldığı tüm olanakların (zırhlı araçtan ayrıcalıklı emekliliğe kadar) karşılığını vermek üzere sahneye çıktı ve başladı yine aynı bilindik cümleleri söylemeye:
"Ne mutlu ki şehitlerimiz Peygamberimize komşu oldu."
"Onlar hak dava için, bu davadan vazgeçmedikleri için şehit oluyorlar." Hangi dava, şehitler dahil hiç kimse bilmiyor.
"Hepimiz şehit olabilirdik. Ne zaman şehit olmak söz konusu olursa biz her an şehit olmaya hazırız." Bu arada, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, zırhlı araçla geziyor. Yani ne şehit, ne de gazi olmaya niyeti var.
* * * * *
Gelelim çocuklarımızın neden öldükleri meselesine... PKK'yla savaşıyorlar deniyor. Anlamadığım noktalar var bu konuda, sorayım belki bir bilen çıkar:
- PKK'yla savaşıyorsak, Kuzey Suriye'de "şimdilik" özerk bir Kürt bölgesinin kurulmasını da kapsayan projeye biz neden onay ve destek verdik? Büyük Ortadoğu Projesi'nden söz ediyorum, hani dönemin başbakanının eşbaşkanı olduğu projeden...
- Kürt militanların ülkemizden davullar zurnalar eşliğinde Suriye'ye geçmesine neden izin verdik? Onlara pide ve ayran ısmarlarken, bunun parasını ödeyen şehit ailelerinden onay aldık mı?
- Açılım süreci adı altında şehirlerde hendek kazmalarına, yol kesip vergi toplayacak kadar cüretkar davranmalarına neden izin verdik?
- 2002'de neredeyse bitme noktasına gelen PKK, bugün nasıl bu kadar palazlandı?
* * * * *
ABD... Evet başrol ABD'de... Petrol açısından son derece zengin olan Kuzey Suriye'ye, habire isim değiştiren PKK'yı yerleştirip besleyip büyüten ABD'dir. Bunu herkes biliyor. Milli Savunma Bakanlığı da, yaptığı açıklamada bunu teyit ediyor: "Teröristlerin bazı köylülerden yardım aldığı ihtimali üzerinde duruluyor. ABD'lilerin de helikopter desteği verdiği belirtiliyor."
"ABD'li askerlerin, TSK ile ortak devriyeye çıkmadan PKK'ya haber verdiği, "Türkiye harekat yapacak, ortalıkta gözükmeyin" dediği, yakalanan bir PKK'lının itirafı sonrası ortaya çıkmış. Aynı teröristin itirafının devamı şöyle: 'Örgütün en önemli gelir kaynağı, ABD tarafından sağlanıyor. Paralar nakit olarak temin ediliyor. Örgüt mensuplarına, seviyelerine göre, 50-100 dolar arasında maaş veriliyor."
'Ortak devriye' de nedir? Biz PKK'yla savaşırken, PKK'nın abisi ABD'nin askerlerinin bizim yanımızda ne işi var?
Binlerce TIR dolusu silah gitti PKK'ya... Hem de ağır silahlar, hatta helikopter... ABD, bunları uçaklara koydu, İncirlik'e indirdi ve oradan TIR'larla götürdü. Yani bizim düşmanımız PKK'nın silahları, bizim topraklarımızdan götürüldü! Neden buna izin veriyoruz?
ABD, PKK'ya istihbarat desteği de veriyor. Bu istihbaratın sağlanmasında Kürecik'teki radarın rolü ne? Bu konu neden incelenip gereken yapılmıyor?
Neden?..