Her yıl yaşanır bu tartışma... Kimileri süslenen bu ağaçların Hıristiyan kültürüne ait olduğunu, İsa'nın doğumunun kutlandığını, bu nedenle biz Müslümanlar tarafından kutlanmaması gerektiğini söyler. Kimi ise, ağaç süsleme geleneğinin Hıristiyanlıktan çok daha eski olduğunu iddia eder.
Tartışma öyle büyüdü ki, bazı yerlerde süslenmiş çam ağaçlarına saldırılar başladı. Sadece bizde değil bu sorun; örneğin ABD'de Filistinli bir grup yılbaşı ağaçlarının süslenmesini sabote etmek için olay çıkarmış.
* * * * *
Biraz geçmişe dönelim... Henüz bugün kabul edilen dinlerin ortaya çıkmasından öncesine... Atalarımız yeni yılı nasıl kutlardı, bir bakalım..
Yer Mezopotamya... Babilliler, ilkbaharın gelişiyle yeni bir yılın başladığını kabul eder ve şenliklerle kutlarlardı.
Mısır'da, çöl topraklarına hayat veren Nil'in taştığı Eylül ayında başlardı yılbaşı ve sevinçle kutlanırdı.
Milattan önce 46 yılında, Roma'da Julius Sezar tarafından hazırlattırılan takvimle, yen yılın ilk günü 1 Ocak olarak belirlendi.
Orta Asya'da ise yılın başlangıcı, mitolojiye göre gündüzün geceyi yendiği ve en uzun gün olan 21 Aralık olarak kabul edildi.
Bütün bunlar olup biterken, Hıristiyanlık henüz ortada yoktu.
* * * * *
Gelelim çam ağacına... Çam ağacı, yaprak dökmediği için, birçok toplumda ölümsüzlüğün simgesi olarak kabul edilmişti. Mısır'da, Orta Asya'da, Çin'de ve daha birçok toplumda, dini ritüellerde kullanılırdı.
Türkler, çam ağacını, 21 Aralık'taki yeni yıl kutlamalarında kullanırdı. Yeni yılda dualarının kabul edilmesi için, çam ağacının dallarına rengarenk kurdeleler, çaputlar bağlayarak süslerler ve yanına Tanrı Ülgen için hediyeler bırakırlardı.
Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ, bu konuda şunları söylüyor: "Gündüzün geceyi yendiği 21 Aralık’taki bayram Nar-Dugan, Orta Asya Türklerindendir. Kutsal akçamdan aldıkları dala kurdelalara dileklerini, isteklerini, yeni yıldan beklentilerini yazarlar. İznik’te 325 yılında toplanan ilk evrensel Hıristiyan konseyi, Anadolu’daki çam ağacını alarak bugünkü kutlamalara getiriyor. Akçam, eski Türklerde dünyanın merkezindeki kutsal yaşam ağacıdır. Anadolu halı ve kilim desenlerinde vardır. Nardugan’da insanlar evlerini temizler, en iyi elbiselerini giyerdi. Ağacın etrafında dans edip şarkı söylerler, yaşlılar ziyaret edildi. Aileler bir arada olur, özel yemekler yenirdi. İsa’nın yaşadığı topraklarda çam ağacı yetişmez. Türklerin Avrupa’ya geçişiyle Hıristiyanlarca alınmıştır. Sonbaharda doğan İsa’nın doğumu için 25 Aralık tarihi birkaç asır sonra seçilmiştir.”
* * * * *
İnsanlık kültürü, hiç bir zaman tek bir topluma özgü olmamıştır. Kültürler arası iletişim, efsanelerin ve tanrıların da yayılmasını sağlamıştır. Onun için, öncelikle Noel'le yılbaşının aynı şey olmadığını ve çam ağacının Noel için değil, yeni bir yılı karşılamak için hazırlandığını bilelim. Sonra da, biraz tarih öğrenip, bu geleneğin, Hıristiyanlardan çok biz Türklerle ilgili olduğunu anlayalım. Ve tartışmayı bırakıp, binlerce yıldır yapıldığı gibi, yeni yılı neşeyle karşılayalım.