Henüz resmi sonuçlar açıklanmadı; ancak görünen o ki, AKP artık çoğunluk partisi değil ve HDP barajı aşarak Meclis’e dördüncü parti olarak girdi.
AKP’liler şimdiden azınlık hükümeti ve erken seçim söylemlerine başladılar. CHP, hükümeti kurabileceğini açıkladı. AKP-MHP, CHP-MHP koalisyonlarından söz ediliyor. “Şimdi ne olacak” sorusunun yanıtını, önümüzdeki günler gösterecek. Üzerinde çok konuşacağız. Bugünkü konumuz, seçimin ta kendisi…
* * * * *
Farklı bir seçimdi bu. AKP’nin oylarının ciddi oranda düşmesine neden olan vatandaş; başkanlık sistemine, saraya, Mercedes inatlaşmalarına, miting meydanlarında patlayan bombalara, giderek bozulan ekonomiye ve büyüyen gelir uçurumuna “hayır” dedi. “Yiyor ama çalışıyor” anlayışının tersine, halk, belki ilk kez, “benim paramı yemesin” diyerek karşı çıktı, yandaşlar için kurulan kurtlar sofrasına. Ancak bence en önemlisi; AKP’nin yıllardır otoriter rejimini dayandırdığı ‘milli irade’nin, ‘irade’sini hükümetten koruma çabasıydı.
Hatırlıyorsunuzdur, geçen seçimle özdeşleşen ‘kedi’ konusunu… Birçok yerde elektrikler kesilmiş, o arada oylar çalınmış ve yetkililer, yaşananları “trafolara kedi girdi” diye açıklamışlardı, vatandaşla alay edercesine. Bu seçimde kediler yoktu. Onun yerini; plakasız polis araçları ve kaçırılan oy torbaları aldı. Türkiye’nin her yerinden, okul önlerine park etmiş plakasız araç ihbarları geldi. Araçların büyük bir bölümünün polisin, bir tanesinin AKP milletvekili adayının olduğu ortaya çıktı. Yıllardır vatandaşın ekmeğini, suyunu, toprağını çalan iktidar; bu kez de oyunu çalmaya kalkıştı. Ancak seçmen, daha önceki seçimlerden edindiği deneyimle, oyunu korumak için elinden geleni yaptı. Devlet tarafından iradesi korunması gereken vatandaş, kendi iradesini devletten korumaya çalıştı.
Demokrasi budur; oy verip kenara çekilerek izlemek yerine, milletin, iradesine sahip çıkması…
* * * * *
Bundan sonra ne olacak? Göreceğiz ve üzerinde çok konuşacağız. Önemli olan bugün… Plakasız araçların lastiklerini patlatan vatandaşın, kendini ezen tekere çomak soktuğu gün… Seçmenin, Gezi Parkı eylemleri sırasında hayatını kaybeden gençlerin boşuna ölmediğini kanıtlarcasına, “bu gidişata hayır” dediği gün…
Ya bundan sonra?..
Umarım “beni bana rağmen yönetemezsin” diyen milli irade, bu kadarla kalmaz.