Dünyadaki çoğu özel şehir, meydanları ile anılır. Paris Charles de Gaulle, Madrid Plaza Mayor, Berlin Alexanderplatz, New York Times Square ve daha niceleri... Dünyaca ünlü şehirlerin ortak özellikleri dünyaca ünlü meydanlara sahip olmalarıdır. O meydanlara gözü gibi bakarlar çünkü meydanları kentlerinin sembolleri olarak bilinir veya kent sembollerini içerisinde barındırır…
Antalya da turizm vizyonu ile dünyanın en önemli şehirleri arasına girmeye aday ise, dünya turizminin yakından takip ettiği bir şehir olarak meydanı ile anılmalı, meydanındaki ambiyans şehri yansıtmalı, meydanı da şehrin sembollerinden biri haline gelmeli diye düşünüyorum.
Ancak Antalya'da Attalos Heykeli’nin bulunduğu şehir meydanı reklam panoları, firma afişleri ve tenteler ile adeta işgal edilmiş halde.
Şehre ismini veren tarihi bir kişilik olarak da heykeli dikilen Attalos Heykeli’nin hemen birkaç metre yakınında isimleri bile Türkçe olmayan firmaların reklam afişleri…
Yani bir turist Attalos Heykeli’ni arkasına alarak bir özçekim yapıp paylaşsa, paylaşımı görenler, ‘Attalos hangi şehre ismini vermiş’ diye araştırmadan fotoğrafın Antalya’da çekildiğini anlayamaz.
Öte yandan, Attalos Heykeli’nin hemen karşısında bulunan ve şehrin sembollerinden olan Saat Kulesi ise birçok tartışmaya konu oldu.
Daha önce orijinali çalındığı söylenen kuledeki saat bir müddet geçtikten sonra yerine koyulmuştu. Bu özenli yaklaşım hem Antalyalıları memnun ederken hem de şehrin sembolünün görüntüsünün ve yapısının aynı kalmasına yarar sağlamıştı.
Bir diğer yandan, haber ajanslarından aldığımız haberlere göre, yakın zamanda Saat Kulesi’nin üzerine dikilmesi planlanan bağımsızlığımızın sembolü, şanlı bayrağımız, şehrimizin sembollerinden olan Saat Kulesi’ne ve kule üzerinde bulunan yapılara zarar verebileceği, ayrıca rüzgarlı veya fırtınalı havalarda Saat Kulesi'nin önünden geçen insanlara tehlike oluşturabileceği gerekçesiyle dikilmemişti.
Konuya dâhil olan Antalya Valisi Hulusi Şahin ise bayrağın ‘derhal’ Saat Kulesi’ne dikilmesi talimatını vermişti.
Bu talimatın ardından ‘gerekli önlemler alınarak’ Türk bayrağı Saat Kulesi'ne dikilmiş, bu da hepimizin istediği bir manzarayı beraberinde getirmişti.
Ancak, şanlı bayrağımızın Saat Kulesi’ne ve yoldan geçenlere zarar vereceğini düşündürten özen, maalesef ki Saat Kulesi’nden birkaç adım uzaklıkta olan Attalos Heykeli çevresine pek uğrayamadı. Zira heykel çevresindeki firma tenteleri, reklam panoları, afişler adeta heykelin ve meydanın siluetini yok ediyor.
Bunun yanı sıra bayrağımızın kuleye zarar vereceği hesap edilirken, ‘Attalos’un, arkasındaki afişlerde isimleri yazan firmaların reklam yüzü gibi göründüğü manzara Antalya’ya zarar vermiyor mu?’ sorusu da akıllarda beliriveriyor.
Ayrıca Saat Kulesi’ne dikilecek bayrak konusunda fırtına ve yağışlı havalarda bayrağın önünden geçen insanlara tehlike saçacağı söylenirken, ‘birkaç adım ilerisindeki şemsiyeler veya tenteler fırtınalı havalarda aynı tehlikeyi taşımıyor mu?’ sorusu da insanın aklına gelmiyor değil…
Velhasıl, dünyanın en önemli şehirleri meydanları ile sembolleşirken, Türkiye turizminin başkenti ve dünya turizminin en önemli destinasyonlarından olan Antalya'nın şehir merkezinde bulunan meydanındaki görüntü kirliliği, Antalya'nın vizyonuna da, turizm yaklaşımına da, vatandaşına da yakışmıyor…
Yazıyı sonlandırırken, daha önce de çok kez getirdiğimiz, reklam tabelaları, tenteler ve panoların şehrin sembol noktasına verdiği imaj zararını artık yetkililiklerin görmesi ve saat kulemize bayrağımızın dikilmesi noktasında gösterilen özen ve duyarlılığın Attalos Heykeli ile çevresine de gösterilmesi için, etkili ve yetkili mecralara bir kez daha sesleniyorum…