Yıl 1919… İzmir ve çevresi Yunan işgali altındadır. Bergama’yı işgal eden, ancak Türk kuvvetleri tarafından bozguna uğratılan Yunan askerleri, Menemen’e yönelir. 16 Haziran tarihinde Menemen’e giren Yunanlılar, yerli Rumlarla işbirliği yaparak, Türk sivillere karşı bir katliam başlatır; 200 Türk öldürülür, bir o kadarı yaralanır. Olaylara müdahale eden Kaymakam Kemal Bey, bir Yunan subayı tarafından, vahşi bir biçimde öldürülür. İtilaf Devletleri Kontrol Komisyonu, Menemen’de yaşananları, ‘katliam’ olarak teyit eder.
Menemen, 3 yıl boyunca Yunan işgali altında yaşar. 9 Eylül 1922’de, Türk ordusunun şehre girmesiyle, düşman işgalinden kurtulur.
* * * * *
Aradan sadece 8 yıl geçer… 23 Aralık 1930’da, Menemen adı, bir kez daha tarihin kara sayfalarında yerini alacaktır. Kenti işgalden kurtaran Türk ordusunun 24 yaşındaki genç subayı Kubilay, gericiler tarafından öldürülür.
Olayın tanıklarının anlattığına göre; Nakşibendi tarikatından Mehmet Derviş, küçük bir grupla birlikte, camiden aldığı yeşil bayrağı meydana diker ve “bayrağın altından geçmeyen gavurdur” der. “Ben mehdiyim” diyen Mehmet Derviş’i, Menemen halkından alkışlayanlar olur. Meydana gelen Jandarma Komutanı, askeri birliklerden yardım ister. Asteğmen Kubilay, birliğiyle yola çıkar. Ne silahı, ne de mermisi olmayan Kubilay, meydana yakın sokakların birinde askerlerini durdurarak süngü taktırır. Mehmet Derviş, yakasından tutarak sarsan Kubilay’a ateş eder. Omzundan giren kurşuna rağmen ayağa kalkmayı başaran Kubilay, meydandan çekilir. Bu arada halkın bir bölümü “Allah Allah” diye bağırarak alkış tutmaktadır. Yaklaşık 15 dakika sonra, Kubilay’ın cami avlusunda yattığı haberi gelir. Bunun üzerine Mehmet Derviş, yaralı subayı yere yatırıp, bir ayağını yaralı omzuna koyduktan sonra, bir eliyle saçlarından tutup, Kubilay’ın boğazını diri diri keser. Sonra da elindeki başı bayrağın tepesine bağlar. “Kafirlerin akıbeti işte budur” diye bağırarak halkı galeyana getiren Mehmet Derviş, vurularak öldürülür.
* * * * *
Menemen halkı, ne Kaymakam Kemal Bey’i, ne de Asteğmen Kubilay’ı unutur. Her yıl, her ikisi de, ölüm yıldönümlerinde anılır. Ancak son yıllarda, Mehmet Derviş zihniyetinin canlanışına ve Cumhuriyet değerlerinin ayaklar altına alınışına paralel olarak, ‘devrim şehidi’ Kubilay, unutturulmaya çalışılıyor. 2007 yılından itibaren, İzmir Valisi, anma törenlerine katılmamaya başladı. Bu yıl, Menemen Belediye Başkanı’nın törende yapacağı konuşma, İzmir Valiliği tarafından programdan çıkarıldı. Daha bu kararın nedeni anlaşılamamışken; bu kez halka açık olarak düzenlenen törene, Anadolu Ajansı ve TRT dışındaki basın kuruluşlarının katılmasına, Genelkurmay Başkanlığı tarafından izin verilmedi.
Her yıl 23 Aralık’ta, ülkenin dört bir yanından binlerce kişi, Kubilay’ı anmak için Menemen’e gelir. Bu yıl da, Belediye Başkanı konuşamasa, basın mensupları katılamasa da, kalabalık bir anma töreni yaşayacak Menemen. Boğaz kesen zihniyetin Orta Doğu’ya yaydığı karanlığın güncelliğinde, bu kez daha güçlü bir sesle okuyacaklar, Menemen anıtındaki yazıyı: “İnandılar, dövüştüler, öldüler. Bıraktıkları emanetin bekçisiyiz.”
Yorumlar
Kalan Karakter: