Yıllardır tarım, hayvancılık ve su konusunda sayısız yazı yazdım. Uzun yıllar öncesinden bugünün geleceğini ben biliyordum da yetkililer bilmiyor muydu? Ve kapımızın hemen eşiğinde duran gıda ve SU krizinin ben farkındayım da yetkililer değil mi?
Uzmanlar yıllardır, hatta onlarca yıldır uyarıyor. Ama yönetim hâlâ sessiz. Bu sessizlik, sadece bir ihmal değil, geleceğimizi riske atan bir alarmdır. Bu yaşamsal konuları önemsemeyen politikalarla karşı karşıyayız ve zaman daralıyor.
*****
Sektörün içinden biri olan Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (TÜSEDAD) Başkanı Sencer Solakoğlu’nu yıllardır medyadan takip ederim. Solakoğlu “Tarım sektörü batıyor” diye sesini ne kadar yükseltirse yükseltsin, bu ses, görünüşe göre Ankara’dan duyulmuyor. Zaten sorun, Ankara’da düğümleniyor. Solakoğlu da aynı düşüncede:
“Tarım konusunda liyakatsiz ve vizyonsuz bir politika var. Planlama yok, bilgi yok. Tek amaç, yukarıya hoş görünmek.”
“Tarım Bakanlığı’nın sık sık el değiştirmesi, uzun vadeli bir politika üretilmesini engelliyor.”
“Siyasetçilerin politikalarıyla üreticinin politikaları bir değil. Aynı yöne bakmıyoruz.”
*****
Çiftçiyi günah keçisi ilan edenlere de bir kaç sözü var Solakoğlu’nun:
“Türk çiftçisi kahvede oturarak batmıyor, çalışarak batıyor. Maliyetler çok yüksek, gelirler aynı kalıyor. Mazot, yem, enerji ve gübre maliyetleri her ay artıyor. Çiftçinin hiçbir suçu yok.”
“Devletin çiftçiye destek falan verdiği yok. Kâğıt üzerinde destek var ama çiftçinin cebine girmiyor. Bürokrasi, torpil ve karmaşık süreçler yüzünden üretici bu desteklere ulaşamıyor.”
“Bugün çiftçi üretimden para kazanamıyor, çünkü tarım maliyetleri dövizle, kazancı ise TL ile hesaplanıyor. Bu denge sürdürülemez.”
*****
Tarım istihdamı giderek azalıyor, çiftçi topraktan uzaklaşıyor. Özellikle gençler, tarlada çiftçi olmak yerine, büyük şehirde motorsikletli kurye olmayı tercih ediyor. Bunun tek nedeni ekonomik değil.
Gençlerin tarımdan uzaklaşmasını ülkenin en büyük tehlikesi olarak gören Sencer Solakoğlu, bu konuda da yönetimi uyarıyor:
“Kırsal kalkınma, yalnızca tarımsal değil, sosyal bir meseldir. Eğitim, internet, sağlık gibi altyapılar yetersiz olduğu için gençler köyde kalmak istemiyor.”
“Tarımı komple bitirirseniz, kırsalda yaşayacak bir insan bulamazsınız. Tarım yoksa sanayide de başarılı olamazsınız.”
*****
Solakoğlu çözümü üç ana başlıkta topluyor: Birincisi, üretim ve hayvan sayısı gibi bilgilerin eksiksiz kayıt altına alınması; ikincisi, hamallıktan kurtulup markalaşarak katma değer yaratılması; üçüncüsü ise bu veriler ışığında gerçekçi politikaların uygulanması.
Sencer Solakoğlu’nun “tarım sektörü batıyor” sözleri, karamsarlık değil uyarı niteliğinde.
Tarım, hâlâ Türkiye’nin ayağa kalkabileceği en güçlü sektörlerden biri.
Ama üreticinin sesine kulak verilmezse, sadece çiftçi değil, ülkenin geleceği de toprağını kaybedecek.
Tarım sektörü batıyor!
Yayınlanma :
03.11.2025 10:18
Güncelleme
: 03.11.2025 10:18
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: