Geçtiğimiz hafta Antalya’da çok önemli bir toplantı gerçekleşti. Toplantının mimarı Antalya Ticaret Borsası'nın (ATB) Başkanı Ali Çandır. Toplantıya katılanlar ise, Antalya Valisi Muammer Türker, Ak Parti Antalya Milletvekilleri Mustafa Köse, Hüseyin Samani, Gökçen Özdoğan Enç, CHP Antalya Milletvekilleri Deniz Baykal, Çetin Osman Budak, Niyazi Nefi Kara, Devrim Kök, Mustafa Akaydın, MHP Antalya Milletvekilleri Mehmet Günal, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Davut Çetin, Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği Başkanı Mustafa Satıcı, Ziraat Odası Başkanı Nazif Alp, Ziraat Mühendisleri Odası 2. Başkanı Dursun Büyüktaş, icra kurulu, danışma kurulu ve konsey üyeleri katıldı.
Siyasetin kapı dışarı bırakılıp, parti gözetmeksizin Antalya tarihinde ilk kez farklı düşünce yapısına sahip seçilmişler bir araya geldi.
Ne için?
Rusya ile yaşanan kriz nedeniyle…
Öncelikli belirtmem gerekir ki, bu toplantıda partinin, siyasetin hiç önemi olmadığı, hepimizi etkileyen krizin tarıma, turizme ve ihraacata nasıl zarar verdiğini, reel gerçeklerin ne kadar acı olduğunun farkına varıldı.
Her ne kadar ATB Başkanı Ali Çandır, bu konuda mütevazi davransa da böylesi bir toplantıya vesile olmak bana göre çok önemlidir. Bu toplantının ardından krizle ilgili olarak bir üst model oluşturularak, yeni bir toplantının gerçekleşmesi gerektiğini düşünüyorum. Hatta bu üst model toplantıda Turizm ve Kültür Bakanı Mahir Ünal, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik ve Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş’ın yer alması gerekiyor ki, toplantı çözüm odaklı olsun.
Böylesi bir paylaşımın söz konusu olmasının ardından umarım katılımcılar; Antalya için Rusya krizinin, Rus uçağının düşürülmesiyle başlamadığını, 2014 yılında Ruble Krizi ile start aldığını ama sadece uçak düşmesiyle Antalya’da yaşanan krizi anlatma fırsatı bulduğumuz gerçeğini görmüştür.
Özellikle Antalya’da yaşanan krizi yeni gibi göstermek, uçak düşme olayına bağlamak doğru değildir. Sorun derinleşmiş ve acıyan yaraya dönüşmüştür. Yarayı herkes görüyorken de, halen sorunları konuşmak ne kadar doğrudur? Bu nedenle çözüm odaklı toplantıların, hayata geçmesi gerekir.
2014 yılından bugüne hepimizin yaşarak algıladığı sorun artık ülkemizin sorunudur. Ve bu sorunun üstesinden ancak birlikte hareket edip, çözüm odaklı değerlendirmeyle gelebiliriz.
Yapılacak ilk iş ise, yapılan toplantı Antalya modeli olarak değerlendirmeli ve bir üst modeli de ivedilikle hayata geçirmelidir…
Kalın sağlıcakla…
Yorumlar
Kalan Karakter: