Yarım kalan tebeşirler

Öğretmenler Günü’nde, sınıflarımızı aydınlatan öğretmenlerimize çiçeklerimizi sunarken, bir yandan da içimizde saklı o derin acıyı hatırladık. Teröre kurban verdiğimiz taze çiçeklerimizi… 
24 yaşındaki Neşe Alten… Kaçırıldı, işkence gördü, öldürüldü.
Batman Kozluk’ta katledilen 22 yaşındaki Aybüke Yalçın… “Ben şehit olmaya değil, öğretmen olmaya geldim” diyen o genç kadın, mesleğinin ilk yılında toprağa düştü.
Necmettin Yılmaz… 23 yaşında, matematik öğretmeniydi. Bir köy yolunda kaçırıldı; aylar sonra cansız bedenine ulaşıldı.
Derya Koç… Eşi, kızı ve doğmamış bebeğiyle birlikte öldürüldü.
*****
Ali Rıza Aydemir, Gülşen Aydın, Fatma Uyanık, Şeref Ersan, Yahya Aydemir… Liste uzayıp gidiyor. Her biri, karanlığa meydan okumak için yanan birer ışıktı. PKK o ışıkları bir bir söndürdü.
Tüm bu saldırıların arkasında, “Sivil hedeflere yönelik eylemler hükümeti müzakereye zorlar” diyen Öcalan’ın talimatı vardı. Yıllar boyunca kadın, erkek, çocuk, bebek demeden yapılan katliamların nedeni buydu. İşte bu yüzden ona “bebek katili” deniyor.
Bugün bazı siyasetçilerin çıkıp ona “kurucu önder” demesi, “Sayın Öcalan” diye hitap etmesi toplumun vicdanında derin bir yara açıyor.
Türk halkı, kimin neyi meşrulaştırmaya çalıştığını, hangi hamlenin hangi pazarlığın parçası olduğunu sandıklarından daha iyi görüyor. Bu nedenle Öcalan’a yönelik ziyaret girişimleri büyük bir infial yaratıyor.
Kimse, yıllardır sırtında terörün acısını taşıyan bu halkın yüreğinde bunun nasıl bir karşılık bulacağını hesap etmiyor mu?
*****
Bu ülkenin kurucu önderi ve başöğretmeni bellidir.
O mirası bugün sınıflarda, köy yollarında, okul bahçelerinde hem cehaletle hem terörle mücadele ederek sürdürenler ise öğretmenlerimizdir. 
Bugün görevdeki öğretmenlerimizin günü kutlu olsun.
Teröre kurban verdiğimiz öğretmenlerimize gelince…
Onların yarım kalan tebeşirlerine sahip çıkmak, teröre ve terörü normalleştirme çabalarına karşı verebileceğimiz en güçlü cevaptır.