KKTC’deki son cumhurbaşkanlığı seçimleri, yalnızca Lefkoşa’da değil, Ankara’da da sarsıcı bir yankı yarattı. AKP ve MHP’nin açıkça desteklediği adayın ağır bir yenilgi alması, özellikle iktidar blokunda büyük bir şaşkınlık ve öfke doğurdu. Hem seçimin kendisi, hem de sonrasındaki tepkiler, üzerinde düşünülmesi gereken bir siyaset dersi gibi…
Seçimden hemen sonra, sonucu beğenmeyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, o bilindik tepkiyi verdi: “Seçimi iptal edelim!” Öyle ya, daha önce beğenmediği seçimleri iptal ettirmişti, yeniden yapılmasını sağlamıştı. Ancak şimdi önünde iki engel vardı.
Bu engellerden ilki, iki adayın oyları arasındaki uçurum… KKTC Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman, yüzde 62’ye 35 gibi devasa bir farkla seçimi kazanmıştı. Eğer aradaki fark birkaç puan olsaydı, emin olun seçimin iptal edilmesi için her şey denenirdi.
Seçimin iptal edilememesinin ikinci nedeni, Kuzey Kıbrıs halkının buna izin vermemesi… Halkın tepkisi çok netti: Tercihime sakın karışma! Bu tepki de sanırım Ankara’dan çok net görüldü.
*****
Bahçeli’nin seçimi iptal etme çağrısı, Türk halkını da tedirgin etti. “Önümüzdeki seçimlerde, benzer tepki Türkiye’de de gösterilecek ve seçimler iptal mi edilecek” endişesi duyuldu. Ancak KKTC seçimi bize gösterdi ki, oy oranları arasındaki fark fazla olunca seçimleri iptal etmek mümkün olmuyor. Bu durumda, Türkiye’de cumhurbaşkanının değişmesi, ancak açık ara yenilmesiyle mümkün.
Kıbrıs Türk halkının verdiği demokrasi dersi, bundan ibaret değil…
Kıbrıs’taki seçim süreci, Türkiye’de yıllardır gördüğümüz kutuplaştırma siyasetinin bir kopyası gibiydi. AKP-MHP çizgisi, adada da “bizden olan–olmayan”, “iki devletçi–federasyoncu” ayrımı yaratarak toplumu ikiye bölmeye çalıştı. “Bizden olmayan”, “vatan haini” olarak damgalandı.
Toplumu ikna etmek için bir sürü yandaş sanatçının yanısıra Cübbeli Ahmet gibi ne idüğü belirsiz dinsel figürler bile kullanıldı.
Ancak Kıbrıs Türk halkı oyuna gelmedi; kutuplaştırmanın, korku siyasetinin, karalamanın ortasında sandığa gidip tercihini yaptı.
Seçim sonrası da, tam bir demokratik olgunluk örneğiydi. Tüm gerilime, tüm baskıya rağmen Kıbrıs’ta iktidar, olgunlukla koltuğu devretti.
Ne “iptal” çağrısı, ne “şaibe” söylemi, ne de “halk anlamadı” bahaneleri…
Kıbrıs Türk halkı, sandığa saygı duymanın ne demek olduğunu gösterdi.
Bu yönüyle Kıbrıs, Türkiye’ye bir demokrasi dersi verdi.
Türkiye’de yıllardır aşındırılan seçim kültürünün aksine, Kıbrıs’ta halkın iradesi teslim edildi, sessiz ama onurlu bir şekilde.
Yorumlar
Kalan Karakter: