Türkiye’de üniversite sayısı arttıkça, “herkes üniversite mezunu olmalı” düşüncesi de yaygınlaşıyor. Oysa mevcut üniversitelerin büyük bölümü; eksik donanım, yetersiz öğretim kadrosu ve çağın gerisinde kalmış müfredatlar nedeniyle öğrencilere nitelikli bir eğitim sunamıyor. Verdikleri diploma ise çoğu zaman ne işverenler tarafından değer görüyor ne de gençleri hayata hazırlıyor.
Üstelik bu diploma için yıllar süren çaba gerekiyor. Sadece öğrencilerin değil, ailelerin de büyük fedakârlıklarla ayakta tutmaya çalıştığı bir süreç bu. Maddi ve manevi yükler çoğalıyor; ama sonunda alınan diploma, çoğu zaman işsizliği çözmüyor. İş bulamayan mezunların sayısı hızla artarken, “ev genci” diye adlandırılan yeni bir kuşak büyüyor: Ne çalışan, ne okuyan, potansiyelini kaybeden yüz binlerce genç...
*****
Oysa üniversite okumak, bazı mesleklerde gerekli olsa da, hayat başarısı için tek yol değildir.
Bugün dijital çağda kendi kendine öğrenme, deneyim, sertifika ve doğru çevre çok daha belirleyici hale geldi.
Zaten dünya hızla değişiyor. Yapay zekâ, bildiğimiz tüm dengeleri altüst edecek şekilde gelişiyor. Birçok meslek, artık insanlar yerine yapay zekâyla çalışan makineler tarafından yapılıyor bile. Diğerleri de sırada...
Ancak, hâlâ insanın dokunuşuna ihtiyaç duyulan işler var. Pratik bilgi, el becerisi ve insanla kurulan ilişki her zaman değerli olacak. Üstelik bu alanlar, gençler için yeni fırsatlar da sunuyor.
*****
Peki neden bazı işleri yapamaz akıllı robotlar?
Çünkü insanlar arasında geçen iletişim çok katmanlıdır: ironi, ima, sezgi, mizah, kültürel kodlar… Bunları anlamak ve doğru yorumlamak, yapay zekâ için hâlâ çok zor.
Yapay zekâ bir sanat eseri üretebilir ama bunu hissederek yapamaz.
Robotlar kuralları uygulayabilir ama vicdan sahibi değildir.
Ve hâlâ, el becerisi, dokunsal hassasiyet ve sezgi gerektiren birçok işi insan kadar iyi yapamazlar.
İşte bu yüzden, bu işleri yapabilen eller ve zihinler her zaman değerli olacak.
*****
Üniversite yerine doğrudan iş hayatına atılmak isteyenler için pek çok yol var. Halk eğitim merkezleri, meslek edindirme kursları, özel akademiler ve usta-çırak ilişkileri, gençleri hızla üretime ve gelir kazanmaya hazırlayabiliyor. Asıl önemli olan; neyi sevdiğini, neye yatkın olduğunu bulmak ve cesaretle adım atmaktır. Çünkü artık başarı, sadece diploma ile değil; beceri, kararlılık ve doğru zamanlama ile geliyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: