Demokrat Parti (DP) Göç ve Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkanı Yardımcısı İlay Aksoy, bu soruyu tartışmaya açtı. Aksoy, sosyal medyadan yaptığı bir açıklamada, "Emeklilerimizin, büyüklerimizin İstanbul’u terk etmeleri ve ağırlıklı olarak yabancılara satılan evlerle şehrin tamamen onlara bırakılması mı isteniyor? Emeklilere düşük zam sürgün projesi mi?" diye sordu. Bu konunun üzerinde düşünülmesi gerektiği inancındayım.
* * * * *
Hükümetin, emeklilerle ilgili yeni bir çalışma yaptığı iddia ediliyor. Buna göre, yaz aylarını memleketlerinde geçiren emeklilere, İstanbul'dan taşınmaları durumunda, elektrik, su gibi giderlerinde indirim yapılacak. 7500 lira emekli maaşıyla kira ödeme ve İstanbul'da geçinme olanağı bulamayan birçok emeklinin bu fırsatı değerlendireceği ve Anadolu kentlerine göç ederek İstanbul'un nüfusunu azaltacağı hesaplanıyor sanırım.
Büyük kentlerdeki aşırı nüfus yükünü azaltmanın son derece önemli olduğunu düşünüyorum. Bülent Ecevit, bu konunun önemini bildiği için 'köy-kent' projesini gündeme getirmiş, köylerin sosyo-ekonomik koşullarını iyileştirerek bunu gerçekleştirmeyi istemişti. Olmadı... Ancak projenin dayanağı son derece doğruydu. Eğer Anadolu kentlerinde ve küçük yerleşimlerde iş olanakları yaratmaz, sağlık ve eğitim hizmetlerini iyileştirmezseniz, bırakan kentten köye göçü sağlamayı, tam tersi göçü asla durduramazsınız.
İstanbul özelinde olayın bir başka boyutu daha var. İstanbul ve çevresi, Türkiye'nin ekonomi ve ticaret merkezi. Bu yetmezmiş gibi, bir de kamu kurumlarının bir bölümü, AKP iktidarı döneminde İstanbul'a taşındı. Bir kentin bu kadar yükü kaldırması, hiç bir açıdan mümkün değildir. Ancak, ürkütücü olan, bu bölgede, en az 7 büyüklüğünde bir depremin elinin kulağında olması... Böyle bir durumda, yaşayacağımız can ve mal kaybının yanısıra, Türkiye ekonomisinin alacağı çok ağır yarayı da hesaplamak şart.
* * * * *
Peki hükümetin yeni projesinin amacı, gerçekten İstanbul'un yükünü azaltmak mı? İşte bu noktada, sayın Aksoy, çok önemli bir başka konuyu gündeme getiriyor: "İstanbul’un nüfusunu emeklilerimizi İstanbul dışına çıkartarak değil, bizzat şehrimizde bulunan resmi ve gayri resmi yaklaşık 4 milyonun üzerinde yabancıyı sınır dışı ederek rahatlatırsınız."
4 milyon diyor sayın Aksoy, ama ben bu sayının daha fazla olabileceğini düşünüyorum. Çünkü ellerini kollarını sallayarak ülkeye giren ve beğendiği her kente yerleşme lüksüne sahip yabancıların, büyük bölümü kaçak olduğu için, gerçek sayının bilinmediği inancındayım. Ancak, sokakta Türkçe konuşan insan bulmakta bile zorlanılması, her yerin Arapça tabelalarla dolması, önemli ipuçları veriyor. İstanbul'un nüfusunun azaltılması, bu insanların geldikleri yerlere gönderilmeleriyle mümkün. Ama onun yerine, bir anlamda kentin hafızası olan emeklilerin gönderilmesi tercih ediliyor.
Bu noktada şunu da belirtmek gerekir; emeklilerin İstanbul'u terk etmeleri için böyle bir projeye hiç gerek yok. Hükümet, birçok emekliye yaptığı zamla, onları büyük bir kentte yaşayamayacak hale getirdi zaten. Zam kararı da hükümetin, proje de... O zaman Aksoy'un şu sorusunu yinelemek şart: "Emeklilere yapılan bu düşük zam, teşvik ile birlikte düşünülen bir sürgün projesi mi?”