Şehit haberleri geldikçe uykularım kaçıyor… Beynimde hep aynı soru dönüp duruyor: Bu gençler ne için ölüyor? Suriye’de ne işimiz var?
AKP yönetimi Suriye konusunda o kadar ısrarlı ki, herhalde benim bilmediğim ayrıntılar var diye düşünüp, konuyu bilen, anlayan herkesi okuyorum, dinliyorum. Bir tane asker, bir tane akademisyen, bir tane aklı başında siyasetçi, “Suriye’ye girmekle iyi yaptık” demiyor; tam tersine, Suriye’yi “Türkiye’nin Vietnam’ı” olarak niteliyorlar.
Kiminle kimin için, ne için savaştığımız belli değil… Suriye topraklarındayız, izinsiz girdik ve Birleşmiş Milletler’in resmen tanıdığı Suriye yönetimine, “ben geliyorum, sen geri git” diyoruz. Yetmiyor, bazı ne dediğini bilmeyen siyasetçiler, “Şam’a gireceğiz” çığlıkları atıyor. Ne işimiz var Şam’da?
Şam demek, Rusya demek; bunu bütün dünya biliyor. Esad yönetimini ayakta tutan, Rusya’nın desteğidir. Esad’ın abisi Putin, bütün heybetiyle Suriye’nin arkasında duruyor.
ABD ellerini ovuşturup duruyor… ABD basınında, Türkiye ile Rusya’nın savaşacağı haberleri yayınlanıyor. Rusya’yla savaşmak… Türkiye’nin gücünü aşan böyle bir savaşı kim, ne için göze alıyor?
* * * * *
Aklına, birikimine ve vatanseverliğine güvendiğim Emekli Tümamiral Mustafa Özbey diyor ki: “Türkiye’nin Kıbrıs ve Akdeniz’deki kayıpları; gerek Kuzey Irak’ta, gerekse Suriye’de yaşanabilecek olanlarla karşılaştırılamayacak kadar yaşamsal önemdedir. Çünkü gelecek, denizlerin paylaşılmasıyla ilgilidir ve Sevr’in ikinci sürümü denilebilecek bir plan, Doğu Akdeniz’de yürümektedir. Bu plan, Türkiye’yi kara sularına sıkıştırıp boğma amaçlıdır. Bu nedenle, bizim için stratejik önemde olan konu, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’tır… Doğu Akdeniz’de Türkiye tek başına ve karşısında, yeni bir haçlı oluşumu var…. Idlib’deki kara deliğe batma sürecini durdurmaz isek, Doğu Akdeniz’de çok ciddi şekilde birileri cesaretlenecek.”
* * * * *
Erol Mütercimler Hocam da, çok önemli başka bir boyuta dikkat çekiyor: “Idlib Suriye toprağıdır. Eğer Türkiye burada ısrarcı olursa, işgalci diye suçlanacaktır. ABD, her ne kadar bugün Türkiye’nin yanında görünüyorsa da, YPG/PYD’nin varlığının arkasında olduğunu unutmayalım. Yarın eğer, YPG/PYD unsurlarıyla Esad, bir şekliyle uzlaşırsa ne olacak? O zaman buradaki saldırıları nasıl engelleyeceksiniz?”
Ve sormaya devam ediyor Erol Hocam: “Niçin 40 milyar dolardan fazla para harcadınız? Niçin Sadat’ın adamlarının cebine aylık koyuyorsunuz da benim ülkemde bir tane fabrika açmıyorsunuz, okullar açmıyorsunuz? İnsanlar açlıktan kendini yakıyor. Önemli olan bu ülke. Bu ülkenin çatısı çöktüğü zaman, oradaki El Nusracı mı seni kurtaracak, Müslüman Kardeşler mi kurtaracak? Bu coğrafyanın bir tane eli yüzü devlet görüntüsü var, bunu bozmak için niçin uğraşıyorsunuz?”
Ben de soruyorum, sahi niçin?..