14 Temmuz 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan kanun hükmünde kararnameyle, turizm sektöründe çalışan işçiler “6+1 gün hafta tatili” hakkını kaybetti, yerine “10+1” sistemi getirildi. Yani, turizm çalışanları, ancak 10 gün çalıştıktan sonra 11 inci gün izin kullanılabilecek. Üstelik tatil olması gereken gün çalıştığı halde, fazla mesai ücreti de alamayacak.
Oysa;
- Anayasamızın 50. Maddesi “Dinlenmek çalışanların hakkıdır” der.
- 4857 sayılı İş Kanunu’nun 46. Maddesi ise Anayasada belirtilen dinlenme hakkının ayrıntılarını düzenler: “Bu Kanun kapsamına giren işyerlerinde, işçilere tatil gününden önce 63 üncü maddeye göre belirlenen iş günlerinde çalışmış olmaları koşulu ile 7 günlük bir zaman dilimi içinde kesintisiz en az 24 saat dinlenme (hafta tatili) verilir. Çalışılmayan hafta tatili günü için işveren tarafından bir iş karşılığı olmaksızın o günün ücreti tam olarak ödenir.”
- Yargıtay kararları da “7 gün içinde kesintisiz 24 saat izin” ilkesini netleştirmiştir.
- Türkiye’nin taraf olduğu ILO 14 sayılı sözleşme, “her çalışana her 7 gün içinde kesintisiz en az 24 saat dinlenme hakkı” tanımaktadır.
*****
Bu bilgileri bir arada değerlendirirsek, yeni çıkan kanun hükmünde kararnamenin, yasaya, Anayasaya, Yargıtay kararlarına ve Türkiye’nin de imzaladığı uluslararası sözleşmelere aykırı olduğu görülür. Oysa, sözü edilen tüm bu yasal kaynaklar, kanun hükmünde kararnamelerin üzerindedir ve kanun hükmünde kararnameler bunlara uygun olarak hazırlanmak zorundadır.
Bunu yönetim de biliyor tabi ki, yine de böyle bir düzenleme yapıyor. Neden?
İlk neden, güç zehirlenmesi… İktidar öyle bir duruma geldi ki, ne anayasayı, ne antlaşmaları, ne de yüksek mahkeme kararlarını saymıyor, uyulması zorunlu bir kaynak olarak görmüyor. Böylecek hukuk sistemi ta temelinden dinamitleniyor.
Bir başka neden, ülkenin turizm bakanının, aynı zamanda çok sayıda turistik tesisi bulunan bir patron olması… Böyle bir bakanın işçiyi değil kendi çıkarlarını düşünerek davranmasına şaşırmamak gerekir. Yanlış olan; hastane sahiplerinin Sağlık Bakanı, otel sahiplerinin Turizm Bakanı, özel okul sahiplerinin Milli Eğitim Bakanı yapılmasıdır.
*****
Bu düzenlemenin iptali için acilen Anayasa Mahkemesi’ne başvurmak şarttır. Anayasa Mahkemesi, Anayasaya ve uluslararası antlaşmalara aykırı bu düzenlemeyi mutlaka iptal edecektir. Bu yapılmazsa, tatil hakkı gaspı, inşaat, sağlık ve hizmet gibi sektörlere kolayca yayılabilir ve 21. yüzyıl köleleştirme pratiğine dönüşür.
Yorumlar
Kalan Karakter: