Çoğumuz kendi dertlerimizden başımızı kaldırıp dünyada neler oluyor bakamıyoruz. Oysa dünya değişiyor. 1991'de Sovyetler Birliği'nin yıkılmasından sonra oluşan tek kutuplu dünya hızla yıkılıyor, yerini çok kutuplu bir dünyaya bırakıyor.
Bunu, anlatacağım konuyla yakından ilintili olduğu için belirttim. Yeni bir dünyada, yeni dengeler oluşuyor, oluşmaya da devam edecek. Ama en önemlisi, tek kutuplu dünyanın hakimi olan ABD'nin şiddete dayalı egemenliği sarsılıyor.
* * * * *
Konumuz Yemen... Bize hiç de uzak olmayan bir coğrafyada bulunan Yemen'de yıllardır süren bir iç savaş var. İç savaş dendiğine bakmayın, dış güçlerin Yemen topraklarındaki savaşı bu. Ayrıntılara girmeyelim, ama bir yanda ABD güdümündeki Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin, öbür yanda da İran'ın desteklediği güçler, uzun yıllardır savaşıyor Yemen'de. Hem de ne savaş! Öylesine zalim ve kanlı ki!
Bütün savaşlarda olduğu gibi, bu savaşta da bedelin çoğunu siviller ödüyor. Bugüne kadar yaklaşık 400 bin insan ölmüş. Bunların önemli bir bölümü, her gün tepesine bomba yağdırılan siviller. Yoksulluk ve açlık halkı içler acısı bir duruma getirmiş. Hayatta kalabilen çocuklar, gıda yetersizliğinden dolayı büyüyemiyor.
* * * * *
Şimdi bu iki konuyu birbirine bağlayalım... Çok kutuplu dünyanın en önemli aktörü olan Çin, olmaz dedirteni oldurup İran'la Suudi Arabistan'ı geçen ay masaya oturttu. "Sorunları çözecek, barış için gerekli adımları atacaksınız" dedi. Nedeni tam olarak bilinmese de, her iki ülke de, bu öneriyi kabul etti. O günden beri iki ülke arasında heyetler gidip geliyor. Elçilikler yeniden açılıyor, uçaklar yeniden iki ülke arasında uçmaya başlıyor, iki ülkenin ticareti de karşılıklı canlanıyor. Ama en önemlisi, Yemen konusunda aldıkları karar... İki ülke el sıkıştı, Yemen'de önce ateşkes, sonra barış ve ülkenin yeniden imarı konusunda anlaştı. Ardından, yine olmaz dediğimiz oldu ve Suudi yetkililer Yemen'e gidip, taraflarla el sıkıştılar.
Bu konudaki haberleri yakından izliyorum ve sevinçten içim içime sığmıyor. Biliyorum, Yemen'deki tüm sorunlar kısa sürede çözülmeyecek ama savaşın durması, en büyük sorunun ortadan kalkması anlamına geliyor.
* * * * *
Peki bütün bunlar olup biterken, bölgede sadece şiddetle var olmayı seçen ABD ne yaptı dersiniz? Hemen CIA Başkanı'nı Suudi Arabistan'a gönderdi. Bugüne kadar, ABD'nin sözünden hiç çıkmayan Suudi yetkililere 'ayar vermek' üzere... CIA Başkanı, ülkesinin politikasını iki cümlede özetledi: "Gafil avlandık", "hayal kırıklığına uğradık."
Barışın tesis edilmesi, ABD için, dünyanın neresinde olursa olsun hayal kırıklığıdır zaten. Ukrayna'da yaşanan savaşın, son Ukraynalı ölünceye kadar sürmesi için elinden geleni yapan da aynı ABD değil midir zaten?
Ancak, dünya değişiyor dedik ya; Suudi Arabistan, CIA Başkanı'nı kovmaktan beter ederek geri gönderdi. Tarihinde ilk kez...
* * * * *
Ukrayna'da savaş, İngiltere ve ABD'nin istekleri doğrultusunda, uzadıkça uzuyor. Değişen dünya dengeleri içerisinde, bu coğrafyaya da barış gelmesini yürekten diliyorum.