Algı Yönetimi…

Propaganda ile algı yönetimi arasındaki en temel farkı izah etmek gerekirse; propaganda, kendini anlatma, kendi vaatlerini duyurma; algı yönetimi ise bunu yapabilmek ve düşmanlarınız için çeşitli etik ya da etik dışı argüman üretme, size karşı olanları yıpratacak yöntemleri hayata geçirmek diyebiliriz.
Aslında bir nevi sosyolojik manipülasyon…
Kısaca hedeflenen amaç kitlelere kendinden menkul olanı kavratma ve ikna etme yolu …
Manşetimizdeki başlık nedeni ile sizlere yukarıda propaganda ve algı açılımını yaptım.
2017’den bu yana, geçmişteki büyükşehir belediye başkanı tarafından kamuoyunu bilgilendirme görevini ifa eden gazetemiz hakkında sürekli suç duyurusu yapıldı.
O günün koşulları ile sürekli ifade verme ve açılan davalarla baskı altında bir süreç geçirmemize rağmen, bugün davalarımız beraat ve takipsizlikle sonuçlandı.
Yargıtay yerleşmiş kararlarında basının haber verme hakkının 4 unsurla sınırlandığı görülür.
Buna göre; haber gerçek olmalı, güncel olmalı, haberin verilmesinde kamu yararı bulunmalı, haberin veriliş biçimi ile özü arasında düşünsel bir bağ bulunmalıdır.
Biz, bu unsurlar çerçevesinde haberler yaptığımız için ve basın özgürlüğü kalkanı arkasına gizlenmediğimiz için çok kez hakkımızda suç duyurusu ve davaya rağmen herhangi bir ceza almadık.
Bilgi ve belgeye dayalı, eleştrisel yayıncılık yapmanın bedelini ne yazık ki ağır şartlara maruz bırakılarak ödedik.  Konyaaltı Sahili’nin ihalesinin haberini yapmamızın ardından defalarca hakaret dolu tekzipler diğer gazetelerin manşetlerinden hakkımızda linç kampanyası yapıldı. Büyükşehir belediyesi meclis toplantısında bizzat başkan Konyaaltı’nda büfe istediğimizi, alamadığmız için yalan haber yaptığımızı canlı yayında idda etti. Asılsız suçlamalar, yok saymalar ve küçük düşürücü tavırlarla muhatap olduk. Ama haklı çıkan biz olduk.
Adalet yerini buldu…