Önce teşekkür!
Eski ANSAN bahçesini “ŞEHİTLER PARKI” olarak işletenler; girişteki yolu da işgal ederek meyve suyu satmaya başladılar!
Benim konum o değil!
Burada Türk Bayrağı çekilen iki tane bayrak direğinden birisine burayı işletenlerin; şeytanın bile aklına gelmeyecek bir fikirle dükkân levhasını asmaları oldu!
Şehitlerin adını kullanacaksın ve bayrak asman gereken direğe; tutup sözde dükkânın kutusunu koyacaksın.
…
Bu saçmalığın giderilmesi için bu köşede yazdım, fotoğrafladım ama uzun bir süre neticesini görememiştim.
Ve geçen hafta içinde gelen bazı görev bilincinde olan yetkililer; bayrak direğindeki o lüzumsuz levhayı indirtmişler.
Sizin adınıza ben çok sevindim.
Çünkü o direkler şanlı bayrağımızın dalgalanması için dikilmiş direklerdir; biliyorsunuz.
Bu yetkililerimizi kutluyor ve teşekkür ediyorum.
:::: ::::
KALEDER Mİ?
KEDİDER Mİ?
Valla benim aklım fikrim ermiyor bu işe!
Adında “Kaleiçi” olan bir dernek; tutuyor Antalya’nın en güzel, en tarihi yerlerini önce bir baraka ile işgal ediyor ve arkasından o güzelim surların arasını sözde kedi yuvalarıyla tıka basa dolduruveriyor!
Bunu yapan saygın bir Antalyalı ama bu kadar da olmaz ki?
Pes yani!
Bu tarihi yerleri; sözde kedi severlerin oraya buraya attıkları at-eşşek etinden yapılmış mamaları ile kirletmeye kimin hakkı olabilir ki?
Hele bazılarının; çiğ etleri de marifetmiş gibi kale surlarının dibinde vermelerine şaşıyorum.
Kedilerin yemedikleri o sözde mamalar; karınca ve böcek istilasına uğruyor. Akşamları da farelere ziyafet oluyor.
İkincisi;
Hayvanları doğal besinlerden uzaklaştıran bu tür alışkanlıklar; kedi ve köpekleri tembelleştirmektedirler. Zamanında o mamalar verilmez ise “miyav…miyav…” diyerek açlık eziyeti çekmektedirler.
Çevre kirliliğine ve tarihi surların özelliklerini kayıp ettiren bu uygulamaları; değil KALEDER bir başka DER-DER bile olsa Belediyelerimiz ve Kültür ve Turizm Bakanlığımız izin vermemelidir.
Bu tür hobileri olanlar; şehir dışında kendi bütçelerinden yaptıracakları barınaklarda bu hayvanlara doya doya bakabilirler.
…
Kaleiçi’nde hiçbir etkinlikte emeği olmayanların; böyle kedilerle ve köpeklerle uğraşıp ne yapmak istediklerini anlamak mümkün değildir.
Dediğim gibi; bunlara Kültür ve Turizm Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Belediyeler ve hatta turizm acenteleri bir “uyarı” yapıp; bunları derhal şehir dışına atmalıdırlar.
…
BÖYLE Mİ TANITACAĞIZ
Biz Antalya ve Kaleiçi’ni böyle mi tanıtacağız yabancılara karşı?
Demezler mi; “Bu hayvanların burada işi ne? “Pet Shop” denilen dükkânlarda Devlet kontrolünde satılmalı. Bit, pire, posa hepsi burada! Biz buraya tarihi Antalya şehrini görmeye geldik. Bunları değil!”
…
Kaleder; gine hayrını yapacaksa yapsın! İsterse 1000 tane kedi köpek beslesin. Ama önce adını ve dernek amacını bir değiştirsin!
Kaleiçi çöplük içinde!
Yanık evler, harabe evler, yazılı duvarlar ve daha neler neler var sorun olarak!
Uğraşı isteyen varsa; Antalya ve Kaleiçi’ni seviyorsa gelsinler şu pisliklerin kalkması için çaba göstersinler.
Yalan mı?
:::: ::::
ÇÖP = MURATPAŞA BELEDİYESİ
TEMİZLİK = BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ
“Anlayanlar anlamayanlara anlatsın” lütfen!
Bir şehirde bu kadar ikilik olur mu hiç?
…
Mesela; Kaleiçi’nde her hangi bir sokağa rastgele ve saatinden önce çöp atanlar ve koyanlar var.
Bunları kimin uyarmasını beklersiniz?
Orada bulunan her hangi bir belediye yetkilisinin değil mi?
Yok! Yok! öyle değil.
İlla Büyükşehir Belediyesi gelip görecek olanları!
Ee! Onlar da gelmiyor. Sokaklar dediğim gibi rastgele atılan ve kedilerce, köpeklerce parçalanan poşetlerle dolu!
Etraf pislik içinde! Kim Bakacak?
“Biz bakmayız. Biz sadece sokakları temizleriz; o kadar!”
Hani derler ya; “al birini vur ötekine” !
Bizim Kaleiçi işte bu yüzden kokuyor!
Turistik Kaleiçi böyle mi temizlenir hiç!
Yok, mu bu işleri çözecek aklı başında bir yetkili.
“Sen ben yok arkadaş. Bu temizliği beraber yapacaksınız! Nedir bu saçmalık?”
Şimdiye kadar yoktu ama inşallah bundan sonra çıkar.
Bizde temiz bir Kaleiçi’ne kavuşuruz.
…