“Araştırmacı Gazeteci” derler ya; ben de her hangi bir konuyu merak etsem hemen araştırmaya başlarım. O konuda yeteri kadar bilgiye ulaşıncaya kadar da tüm kaynakları araştırırım. Kendimce bir arşiv yaparım.
Geçen hafta atölyemde kutular içinde yıllarca saklamaya çalıştığım gazete ve kitapları tek tek elden geçirdim.
Ressamlık, karikatüristlik ve Kaleiçi köşe yazarlığı bir arada olunca; epeyce bir birikim olmuş.
“YAZIK OLUR”
Gazete kupürlerimin içinde bir tanesi dikkatimi çekti. Hürriyet Gazetesi Akdeniz ekinde çıkmış.
KESİK MİNARE’nin içinden çekilmiş çok güzel bir fotoğraf üzerindeki haber şöyle:
…
“YAZIK OLUR”
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun Kesik Minare’nin “Cami olsun” kararı, kamuoyunda destek bulmadı. Prof.Dr. Burhan Varkıvanç, Antalya’nın simgelerinden olan yapının cami olarak restore esilmesinin 2 bin 500 yıllık tarihi bütünlüğü bozacağını söyledi.
…
MAALESEF
Biz bu açıklamaların gerçeğini ruhumuzda yaşadık. Ben ve benden daha çok Antalyalılar bu uygulamanın olmaması gerektiğini devamlı dile getirdik.
“Sen ne söylersen söyle imam bildiğini okur” derler ya; Vakıflar’ın Kaleiçi’ne bakışı aynen böyle!
Yukarıdaki açıklamayı okudunuz değil mi?
“YAZIK OLUR” demişler taa yıllar öncesinden ama kimse (!) önemsememiş bu çağrıyı anlaşılan!
Gerçekten de “çok yazık” oldu.
KESİK MİNARE’ye; ÇOK YAZIK.
:::: :::
JAPON 81
Maşallah bizim Hıdırlık Sokak; yerli ve yabancı turistlerin en çok fotoğraf çektikleri bir yerdir. Bilhassa atölyemin bulunduğu yerin önünde “selfie” çekilenler ile doludur.
Bazen ben de; ilginç renk ve kıyafetli olan turistlerin fotoğrafını izin alarak çekerim.
Onlar da benim fotoğrafımı atölyemin içinde ve dışında hep çekerler. Güzel bir duygudur.
…
Yaşlıca çekik gözlü bir turist dışarıda otururken benim fotoğrafımı çekti. Bende merak ettim. İşaretle “bakayım” dedim. Turunç renkli önlük ile yeşillikler önünde çok güzel fotoğrafımı çekmiş.
“Nerelisiniz?” dedim.
“Japon” dedi!
…
Daha önce bu köşeden yazdım ama kimse önemsemedi biliyorum; “Antalya yıllardır hemen hemen hiç “Japon turist” görmüyor!” dedim.
Kaleiçi’nde benim pratik olarak ölçüm yaptığım bir yer!
Acaba neden gelmiyorlar? Ne oldu?
Sebebi nedir? Bir sorun varsa önemseyip; Turizm Bakanımızın ve turizmcilerimiz çözüm yolları bulması gerekmez mi?
…
İşte bu nedenle bu Japon turistle biraz daha ilgilenmek istedim. “Buyurun oturun” dedim. “Sonra gelirim. Ben de ressamım” dedi ve gitti.
Dün 1 Şubat 2020 günü elinde iki adet resim defteriyle geldi. Atölyemin içinde temizik nedeniyle yer yok ama yanıma oturdu. Resim defterini bana verdi. Hemen açıp bakmaya başladım.
!!!
Kendine özgün renk ve desenlerle yaptığı resimleri görünce şaşkınlıkla küçük dilim yuttum!
Uzun uzun sakalları ve saçları ve tipik çekik gözlü bu Japon’a hediye olarak bir resmini yaptım ve verdim. Çok memnun oldu.
Ve hatıra olarak bende bir “selfie” fotoğraf çektim.
…
Bir Japon benim için 1000 Japon misafir demektir.
Kaleiçi’mizin sevgisi tüm dünya turistlerini ağırlayacak kadar geniştir.
:::: :::: ::::