Hafta içinde ilk basın toplantısını gerçekleştiren Antalyaspor Teknik Direktörü Rıza Çalımbay önümüzdeki her maçtan puan ya da puanlar almak istediğini belirtmişti.
Ligin son sırasında yer alan Antalyaspor'un kazanmaktan ya da beraberlikten başka şansı yoktu.
Antalyaspor için zor bir maç olacağını biliyordum. Şampiyonlar Ligi'nde sergilediği performansla Beşiktaş çok formdaydı. Galibiyeti bulunmayan Antalyaspor ise takipte bulunduğu takımların puanlar almasıyla stresli olacağı kaçınılmazdı. Hafta içinde takımın patronu Rıza Çalımbay, gerçektende dersine iyi çalışmış ve oyuncularını da iyi çalıştırmış... İstekli, basan, koşan ve puan almak isteyen bir Antalyaspor vardı, maçın düdüğü çaldığı an itibariyle. Beşiktaş'ın etkili pozisyonlarına engel olduğu gibi etkili ataklarda buldu ilk yarıda. Son dokunuşlar ve pas aktarımını biraz daha iyi yapabilseydi belki de erkenden düğümü çözecektik. Oyuncular stresli, biran önce gol atmak istiyor, taraftara gol hediye etmek istedikleri için oyuncularda heyecan kaçınılmazdı.
Ligin başından beri ilk yarılarda hiç gol yemeyen Antalyaspor, yediği kontraatak ile saniyeler kala golü kalesinde gördü. Aslında ilk yarının son saniyelerinde sadece kalemizde gol görmedik. Antalyaspor'un atağında Tosic'in faulünü vermeyen Barış Şimşek oyunu devam ettirmekle kalmadı, Diego'ya kırmızı kart, Eto'o ve Deniz Kadah'ı da sarı kartla cezalandırdığı gibi yardımcı hocayı da tribüne gönderdi. Barış Şimşek bir nevi ilk yarıdaki Antalyaspor'un istek ve arzulu oyununa da balta vurmuş oldu.
Motivasyon ve bir kişi eksik başladığı ikinci yarıda kaybetme korkusu olmayan Antalyaspor hücuma yönelik oyununu sürdürdü. Kapanmak yerine hızlı çıkmak istese de boş bıraktığı alanlardan ataklar yemeyi de engel olamadı.
Son haftaların en güzel oyununu ortaya koyan Antalyaspor'u kutlamak gerek. Belki puan alamadık ama Rıza Hoca önderliğinde iyi oyun izleyeceğimiz kaçınılmaz. Takım bu şekilde istekli oyuna devam ederse kısa sürede toparlarız. Maçın kırılma noktası dakika değil, Barış Şimşek ve hatalarıydı...