Birleşmiş Milletler'e bağlı Küresel Mutluluk Konseyi isimli bir kuruluş var. Son 10 yıldır, her yıl Dünya Mutluluk Raporu adı altında bir rapor yayınlıyor. Raporun hazırlanmasına, Konsey üyesi bağımsız uzmanlar, farklı sivil toplum örgütleri, üniversiteler, araştırma firmaları ve Birleşmiş Milletler katkı veriyor.
Son 10 yıldır, raporda, Türkiye, en mutsuz ülkeler arasında görünüyor. Ama bundan daha vahimi, her yıl mutsuzluğumuzun artıyor olması.
2019 yılında, raporda, 79. sıradaydık. Bir yıl sonra 14 sıra gerileyerek 93. olduk. 2021 yılında ise 104. sıraya düştük, Pakistan'ın bir sıra üstünde yer aldık. 2022 yılında, 18 puan daha gerileyip, 146 ülke arasında 112. sırada yer alabildik.
* * * * *
Küresel Mutluluk Konseyi, mutluluğu neye göre ölçüyor? Gayrisafi yurt içi hasıla, sosyal destek, ortalama sağlıklı yaşam süresi, vatandaşların kendi hayatlarıyla ilgili karar alabilme özgürlüğü, ülkedeki yolsuzluk düzeyi, vatandaşların ekonomik refah düzeyi, kendilerini ne kadar güvende hissettikleri, kamu kurumlarına duydukları güven ya da güvensizlik, toplumdaki sosyal eşitsizlik düzeyi, eğitim ve sağlık hizmetlerine erişim, kadınların toplumdaki yeri birçok gösterge göz önüne alınarak değerlendirme yapılıyor.
Yani mutsuzluğumuzun artmasının nedeni, bizim bakış açımız değil; ülkenin sosyo-ekonomik düzeyindeki düşüş, gelir dağılımında giderek artan eşitsizlik, adalet sisteminin çökmesi, kendini hem fiziki, hem yasal olarak güvende hissetmeme gibi, ülkenin koşullarıdır.
* * * * *
Söz konusu rapor, 2022 yılı verilerine göre hazırlanmıştı. Bu yıl hazırlanacak Mutluluk Raporu'nda çok daha aşağılara düşeceğimizi söylemek, hiç de iddialı bir yaklaşım olmaz. Çünkü bu süreç içerisinde, demokratik yapı ve yargı daha da yara aldı; söz ve basın özgürlüğüne daha sert darbeler vuruldu; ekonomi, iflas noktasına kadar getirildi, orta sınıf yok edilip sadece zenginler ve yoksullardan oluşan bir toplum yaratıldı; eğitim ve sağlık sistemleri, giderek daha da kötüleşiyor; ülke, dünyanın yaklaşık 150 ülkesinden, kim olduğu belli olmayan birçok kaçak yabancı için yol geçen hanı oldu.
Bu gidişe dur demek ve kısacık yaşamlarımızı daha mutlu geçirmek, bizim elimizde. Madem şu anda kurulan ekonomik ve siyasal sistem, iyi işlemiyor ve hayatımızı daha da zorlaştırıyor, öyleyse değiştirmek gerek. Böyle gelmiş, böyle gitmesi gerekmez. Ünlü düşünür Noam Chomsky, duruma uygun bir sözüyle katılsın konuya: "Eğer daha iyiye doğru hiç bir ihtimal yokmuş gibi davranırsanız, daha iyiye doğru değişimin imkansızlığını garantilersiniz."
Ya bu gidişe dur deyip değişimin yolunu açacağız, ya da giderek daha mutsuz olmayı kabulleneceğiz. Seçim bizim...