Üyesi olmaktan her zaman gurur duyduğum Antalya Gazeteciler Cemiyeti ile Nürnberg Basın Kulübü'nün kardeşliğinin 20'nci yılı münasebetiyle düzenlenen etkinlik kapsamında Almanya’daydım. 20’nci yıl kutlamalarının, bir basın etkinliğinden ziyade samimiyetin, karşılıklı sevgi ve saygının ön planda olduğu bir buluşma haline gelmiş olmasına bizzat tanıklık ettim. Antalya Valisi Hulusi Şahin’in bizlere eşlik etmesi, kentin gazetecileri ile yekvücut hareket etmesi, buluşmayı çok daha anlamlı kıldı.
Vali Bey, Antalya’ya gelir gelmez verdiği o ilk talimatla tüm ezberleri bozacağına, yeni nesil bir anlayış ile ilklerin öncüsü olacağının sinyalini vermişti.
Halkın haber alma özgürlüğü için gecesini gündüzüne katan usta gazeteciler için ‘bizim öyle gazetecilere ihtiyacımız yok’ cehaletinden; ‘basın mensuplarımızın haber konusunda nasıl sıkıntı çektiğini iyi biliyorum. Daire müdürlerimiz, il müdürlerimiz, tüm kamu kurumlarının temsilcileri rahatlıkla kendi alanlarında demeçler verebilirler, televizyona, gazeteye çıkabilir, açıklamalar yapabilirler. Bu konuda herhangi bir kısıtlamamız olmayacak’ şeklinde çağdaş ve insani bir vizyona geçmiş olmak, hepimiz için büyük bir kazanımdır.
Dünya kenti dediğimiz Antalya’nın, yenilikçi ve çağdaş bir bakış açısıyla, evrensel insanı değerlere saygı duyan bir Vali tarafından yönetilmesi, hepimiz için büyük bir şanstır.
Etkinliğin en dikkat çekici noktalarından biri Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı İdris Taş'ın üzerine basa basa vurguladığı değerlerdi. Taş’ın ifade ettiği ‘sevgi, samimiyet ve değer görmek’ etkinlikle sınırlı kalmadı, aynı zamanda sektördeki emekçilere olan yaklaşımın da bir göstergesi oldu.
Bu temel değerler, 20 yıldır süren iş birliği ve kardeşlik atmosferiyle Nürnberg'de daha da güçlendi. Türkiye ve Almanya arasındaki medya ilişkilerine önemli katkılar sağlayan bu süreçte, Vali Hulusi Şahin ve İdris Taş’ın liderlikleri de önemli bir rol oynadı.
Vali Bey'in katılımı, kurucu başkanların ve diğer gazetecilerin dikkate alınması, sektördeki her bir emekçiye değer verilmesi gerektiğinin önemli bir göstergesidir. Bu sadece birkaç kişinin değil, tüm sektörün gelişimi için önemli bir adımdır.
İdris Taş’ın sergilediği liderlik ve duyarlılığın altını tekrardan çizmek isterim. Çünkü bu tutum, sektördeki her bir emekçiye ilham veriyor ve gazetecilik mesleğinin geleceği için umut vaat ediyor. Kararlılık ve özveri, sektördeki değerleri korumanın ve mesleğin itibarını yükseltmenin anahtarıdır. Bu nedenle, bu kutlamada sergilenen tutum ve değerler, sektörümüz için bir dönüm noktası olabilir.
Vali Bey'in mütevazılığı, etkinlik boyunca sergilediği samimi yaklaşımıyla birleşti ve katılımcılara, basın emekçilerine değer veren bir lider portresi çizdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve trollerin her fırsatta dile getirdiği ‘Almanya bizi kıskanıyor’ ifadesiyle neyin kast edildiğini sanırım ilk kez anladım. Devletin temsilcisi olmasına rağmen, Vali Bey'in gösterdiği samimiyet ve mütevazılık, herkesi etkileyen bir atmosfer yarattı. Bu samimi yaklaşım, Vali Bey'in sadece bir devlet görevlisi olarak değil, aynı zamanda bir insan olarak da takdir edilmesini sağladı. Katılımcılarla birebir iletişim kurarak, onların düşüncelerine saygı duyduğunu gösterdi ve bu da etkinliğin daha da anlamlı hale gelmesini sağladı.
Vali Bey'in mütevazi ve samimi tutumu, devletin ve basının bir araya gelerek nasıl güçlü bir sinerji oluşturabileceğini de gösterdi.
Özetle, Almanya’dan eli boş dönmedik.
Antalya basınını Almanya’da en iyi şekilde temsil ettiğimize tüm kalbimle inanıyorum. Gazetecilik mesleğinin kaybettiği itibarını bir nebze olsun geri kazandığını düşünüyorum. Bürokratlar ile gazetecilerin aynı dili konuşabildiğini, ortak hedefleri olabileceğini herkese gösterdiğimiz kanısındayım. Tüm bunların kameralara poz vermek amacıyla yapılmadığına, başta Vali Bey olmak üzere herkesin samimi ve sahici olduğuna eminim.