Üniversite ve Organize Sanayi Bölgesi işbirliği

68 kuşağının önde gelen devrimcilerinden Harun Karadeniz’in ölmeden önce yazdığı ve pek bilinmeyen bir kitabı vardır.
“Eğitim Üretim içindir…”
 
Harun Karadeniz’in bu kitabı o yıllarda pek hafife alınmıştı.
Hatta ben okuyunca “Bu ne ya, ülke devrime yelken açmış, bu arkadaş burjuva eğitimin düzelmesi için akıl veriyor iktidarlara” demiş ve müstehzi tavırla aşağılamıştım.
AK Parti iktidarının eğitimi molla tedrisatına çevirmesi üzerine 45 yıl sonra bu kitabı yeniden anımsadım…
Harun Karadeniz, döneminin üzerinde bir öngörü ile eğitimin toplumsal hayat üzerindeki etkilerini ve eğitimin, ekonomik döngüde ilerlemenin temel anahtarı olduğunu anlatmıştı.
 
Eğitim, insanın yakın çevresini ve dünyayı nasıl okuması gerektiğinin analizini ve yöntemlerini vererek davranışlarını demokratlaştırıp değiştirdiği gibi “içinde bulunduğu ekonomik zincirde bir yer alarak mal ve hizmet üretiminde verimliliği artırıp toplumsal refaha katkıda bulunmasını sağlar.”
Karadeniz’de işte buna işaret etmişti.
İnsan hangi sistemde yaşarsa yaşasın, eğitilmesi sonucu davranışları değiştiği gibi mutlaka üretim zincirinde yerini alır.
İşte bu zincirin halkalarının birbirini tamamlaması ve böylece çağın gereklerine göre bilgi toplumunu oluşturması çağdaş ve bilimsel eğitimle olur.
Ve elbette eğitimin her aşaması bu sürece ciddi katkılarda bulunur ama sürecin en ağırlıklı dönemi üniversitelerindir…
 
Üniversiteler, çağdaş ve demokratik laik toplumun oluşumunda ürettikleri bilgilerle değişimin temel taşıdır.
Bu nedenle sadece sosyolojik alanda değil, sanayi ve tarımsal alanlarda da yapacağı ar-ge çalışmaları ile faydalı olabilmeleri için bilimsel ve idari özgürlüğe sahip olmaları gerektiği gibi kent hayatının dışında değil, tam içinde olmalıdırlar.
 
Akdeniz Üniversitesi bu anlamda kuruluşundan bu yana bu nitelikleri tam anlamıyla değilse de büyük ölçüde yerine getiren üniversitelerden birisi olmuştur.
Hayatının içinde olmaya ve kenti değiştirmeye,  ekonomik hayata katkıda bulunmaya, özellikle turizm, tarım ve sanayide gelişmelere katkıda bulunmaya özen göstermişlerdir.
 
Son olarak Rektörlük görevine yeni atanan “Prof. Dr. Özlenen Özkan,” alışılmadık şekilde çok sayıda danışmanla çalışmaya başladı.
Bunların belki katkıları olur ya da olmaz onu zaman gösterecek ama danışman olarak atanan birisi var ki eminim büyük katkıları olacaktır.
“Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Ali Bahar…”
Göreve geldiği günden bu yana yarattığı yeniliklerle OSB’nin çehresini değiştiren Ali Bahar, üniversite ile OSB arasında kuracağı köprülerle hem sanayi üretimine, hem de üniversitenin teknik alanda yerinde uygulamaları ve ar-ge çalışmaları ile ciddi katkıları olacaktır.
Üniversite ile OSB’nin birlikteliğinin gelişmiş insan kaynağı yaratacağına, teknolojik birçok yeniliğinde sanayi üretimini geliştireceğine inanıyorum…
Bu sözlerimin doğruluğunu bir süre sonra eminim herkes görecektir.
Bu nedenle Sayın Rektörü bu atamasından dolayı kutluyorum.