Niye derseniz durup dururken iki açıklama son derce çarpıcı ve önemli gibi…
İlk açıklama ünlü mafya liderlerinden ve Bahçeli’nin hapisten çıkartmak için binlerce mahkûmunda salıverilmesine vesile olduğu “Alaattin Çakıcı’dan.”
Çakıcı, yer altı dünyasının işleri ile meşgulken ne ara siyasete merak saldı ve siyasi önermelerde bulunacak kadar ilerledi, gerçekten merak ettim.
Neyse, gelelim Çakıcı’nın açıklamasına.
Çakıcı, danışmanlığını yapan gazeteci Ferhat Aydoğan aracılığı ile yaptığı açıklamada AK Partili Cumhurbaşkanına hitaben şöyle diyor:
“Sayın Devlet Başkanım Cumhur ittifakından birlikteliğinizi sakın bozmayınız, Katilim kim olursa olsun, ben her gün sokaktayım’’
Bayram değil, seyran değil Çakıcı gibi siyasi mesajları en son verecek birisi neden böyle bir açıklamaya gerek duydu?
Öyle sanıyorum ki Bahçeli, Çakıcı üzerinden bu mesajı vermeyi uygun buldu çünkü Çakıcı’nın ismi bile başlı başına bir tehdit ve gözdağı unsurudur.
Peki, ne demek istendi?
- AK Parti içerisinde kimi etkili milletvekillerinin MHP ile yürütülen bu ittifakın AK Partiye zarar verdiği görüşünde oldukları ve bunu Erdoğan’a karşı da dile getirdikleri sürekli konuşulan kulis bilgileridir. Son anketlerde ittifakın ciddi kan kaybına uğramasını MHP ile ittifaka bağlandığından bu etkili milletvekilleri düşünceleri fiskos olmaktan çıkarıp yüksek sesle söylemeye başladıklarından bu siyasilere karşı öyle sanıyorum ki gözdağı verilmektedir.
“15 Temmuz’u unutmayınız, katiliniz arkanızda duruyordu. Toplumda Cumhurbaşkanı’nın danışmanıyım diyen bazı kişilerin, size zarar verdiğini biliyor musunuz?”
- Çakıcı’nın bu açıklamasından sonra MHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kalaycı’da, "FETÖ'nün siyasi ayağına girilmedi. FETÖ ile mücadelenin siyasi ayağında eksiklikler var. Siyasi ayağını ortaya çıkaracaklar savcılardır" dedi.
Daha önce FETÖ’nün siyasi ayağı ile ilgili TBMM’de verilen araştırma önergesi AK Parti ve MHP’nin oyları ile reddedilmişti.
MHP, oylarıyla reddettiği bu olayı şimdi yeniden kamuoyunun önüne taşıyorsa ortada çok ciddi bir sıkıntı var demektir.
Her iki açıklamayı üst üste koyup okuyun ortaya çıkan tablo şudur:
Ekonomideki ağır tablo, güvenlik politikalarının sert uygulamalarının getirdiği toplumsal rahatsızlık, en haklı olduğumuz Doğu Akdeniz davasında dünyada yalnızlaşma, pandemi salgınının doğru dürüst yönetilemeyişi AK Parti içinde sorgulanmaya ve MHP ile olan ittifakın sürdürülmesinin daha çok erimeye götüreceği yüksek sesle söylenmeye başladı.
Saray ve çevresinde davulun AK Partide, tokmağında MHP’de olduğu bir yönetimin hem ülkeye hem de AK Partiye büyük zarar verdiği düşüncesinin öne çıkması ve bu nedenle yeni ittifaklar ya da çözümler için araştırmaların başlaması karşısında MHP’de karşı atağa kalktı.
Görünen o ki, Cumhur İttifakı çatırdıyor.
AK Partinin yeni ittifaklar kurması çok zor göründüğünden en kestirme çözüm sanırım bir erken seçim olacak…
Yorumlar
Kalan Karakter: