BİR ELİ KALBİNİN ÜZERİNDE, DİĞER ELİ...
Yayınlanma :
28.10.2020 10:02
Güncelleme
: 28.10.2020 10:02
Hükümdarın birisi saray giderleri arttıkça zam yaparak giderlerini karşılamaya çalışırmış.
Bu arada sadrazamını da zam sonrası halkın arasına salıp ahval-durum nedir diye sorgularmış.
Sadrazam her zam sonrası raporunu verir, “Hünkârım, halk zam karşısında kara, kara düşünüyor” dermiş.
Hünkârda “iyi, iyi… Aman gülüp eğlenmesinler de” diye karşılık verirmiş.
Gel zaman, git zaman hünkâr bir savaş giderini karşılamak için oldukça yüklü bir zam yapmış.
Sadrazamını yine halk arasına göndermiş.
Sadrazam bu kez geldiğinde “Aman hünkârım, halk artık kara, kara düşünmüyor. Herkes memnun galiba ki gülüp eğleniyorlar” deyince bu kez hünkâr elini dizlerine vurup;
“Eyvah… Aman hemen tedbirleri alın. Yapılan zamları da geriye alın” diye ferman verir ve soranlara da “bu halk pahalılık karşısında gülüp eğlenmeye başlamışsa tehlike sinyalleri veriyor demektir,” der.
Şimdiler de bakıyorum da işsizlik şaha kalkmış...
Enflasyon dörtnala gidiyor…
Kredi borçları ve kredi kartları patlamış.
Esnaf ödeme zorluğunu aşmış, çünkü batık durumda…
İşveren, sanayici küçüldükçe küçülüyor…
İşçiyi, memuru söylemeye hiç gerek yok…
Tarımla uğraşanlar üreterek zarar etmek yerine evde oturup hiç olmazsa zarar etmiyoruz, diyorlar.
Önceleri ellerini başının arasına alıp “ne yapacağım” diye kara, kara düşünen halkımız, artık bunları dert edinmiyor, nerede incelirse orada kopsun diyerek en ufak bir fırsatta eğleniyor, nerede bir ritim duysalar şıkıdım şıkıdım göbek atar durumdalar…
Bu gidiş, iyi gidiş değil.
Borç gırtlağı aşıp mideyi kavramış, büküyor…
Üstelik borçlanacak yerde kalmamış…
Cep delik, cepken delik…
Öfkenin, kızgınlığın yerini vurdumduymazlık almış…
Borç dedim de aklıma geldi.
Adamın biri böyle bir ortamda iyicene borçlanmış.
Alacaklılar da ne olur, ne olmaz diye sürekli adamı sıkıştırırlarmış.
Adam da “Borcum borç, Allah kerim” dermiş…
Ama tam o sırada emr-i hak vaki olmuş ve adamcağız ölmüş.
Alacaklıları koşmuşlar cenazesine ve bir de bakmışlar ki ölen adamın bir eli kalbinde, bir eli de edep yerinin üzerinde…
Buna bir anlam verememişler ve aklıevvel birine sormuşlar, cenazenin bu duruşunu ne anlama geldiğini.
Adam bakmış cenazenin bu duruşuna ve alacaklılara dönerek şöyle demiş:
“Rahmetli ölürken elini kalbine koyarak -borcum borç, inkâr etmiyorum- derken, diğer elini edep yerine koyarak -ancak verecek bir şeyim olmadığından aha bunu alırsınız- demek istemiş…”
Bakıyorum da insanlar bu aralar bir ellerini kalplerinin üstüne koyarak gezmeye başladılar.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: