GAZETECİ DE İNSANDIR…
Yayınlanma :
12.10.2020 09:49
Güncelleme
: 12.10.2020 09:49
Yapılan işlerin halkın yararına olup olmadığını araştırır ve bunu kamuoyu ile paylaşır.
Bunu haberde nesnel, yorumda özgül olarak yaparken azami ölçüde hakkaniyete dikkat eder.
Kısacası gazetecinin kaynağı haberdir.
Ve haber, 24 saat uyumazken elbette gazeteci de 24 saat haberi takip eder.
7 gün, 24 saat işini yapmak zorunda olan başka meslekler var mı, bilmiyorum…
Bu kadar zor ve sinirleri yıpratıcı bir işi yaparken yine de gazeteci sabırlı, dikkatli, sakin ve olgun olmak zorundadır.
Olmadık durumlarla karşılaşabilir…
Tehdit edilebilir…
Dövülebilir…
Hapse atılabilir
İşsizliğe ve açlığa mahkûm edilebilir…
Ve hatta öldürülebilir…
Bunların hepsi de bizim gibi yarım yamalak demokrasi ile yönetilen ülkelerde ne yazık ki gazetecinin adeta kaderidir…
Tüm bunlara rağmen yine de gazeteci diğer insanlardan farklı olmalı.
Soğukkanlı olmalı, saygıda kusur etmemeli, dinlemeyi bilmeli ve karşısındaki insanlar kim olurlarsa olsunlar önyargılardan arınarak onlarla iletişim kurmalı.
Ama işin bir de “insani” yanı vardır.
Gazeteci, 7/24 haber kovalasa da makine değildir, sonuçta insandır.
Sevinçleri, kederleri, üzüntüleri, heyecanları, korkuları, acıları, gururları, sinirli halleri ve zaafları vardır.
Zaman zaman istemese de bu duygularından birisinin baskın olduğu anlarda hata yapabilir, karşısındakine önyargı ile yaklaşabilir ve ne kadar kontrollü olursa olsun beklenmedik tavırlar göstererek hata yapabilir.
En ünlüsünden en az bilinene kadar yaygın ve yerel basındaki gazetecilerin hepsi mesleğinin bir aşamasında mutlaka insani zaaflardan dolayı hata yapmıştır ve bundan böyle de hata yapacaklardır.
Bu son derece doğaldır da…
Bu noktada sorgulanması gereken şey, yapılan hatanın isteyerek ve bilerek mi yapıldığıdır.
Gazetecinin yaptığı hatada kasıt yoksa bunun telafisi vardır ama kasıtlı ise zaten o kişi gazeteci değildir.
Bu gibi durumlarda kendisi ile barışık ve özgüveni olan gazeteci özeleştirisini yapabilmelidir.
Nitekim benim de istemeyerek yaptığım hatalar vardır.
Mesela, bir dönem “İYİ Partinin İl Başkanı olan Ahmet Aydın’la” ilgili bir eleştirel yazı yazmıştım.
Aydın, bu eleştirel yazımı cevaplamadı ama bir mekânda karşı karşıya geldiğimizde sert bir üslupla yazımın başkanlığına saldırı olduğunu belirtti.
Ben, ne kadar sert olursa olsun onu soğukkanlılıkla ve sakince dinlemem gerekirken gururuma yenilip ilerde özür dilememi gerektirecek aynı sertlikte bir cevap verme hatasını yaptım.
Sonradan çok üzüldüm “neden bu şekilde davrandım” diye kendimi sorguladım.
O bir siyasetçiydi ve binlerce insanı temsil ediyordu bu nedenle alınganlık göstermesi doğal karşılanabilirdi.
Ama ben gazeteciydim, ne gururuma yenilme ne de alınganlık gösterme lüksüm vardı.
Eminim şimdi Ahmet Aydın’da o karşılaşmamızı düşünüp üzülüyordur, benim gibi…
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: