ALLAH'IM AKLIMA MUKAYET OL…

50 yıldır yakından izlediğim ülkem bu hallere nasıl geldi?
Dolar 8 TL, Avro 9,50 TL, gram altın 500 TL sınırına gelmiş,
Borçları döndürmede zorlandığımız için Duyun-u Umumiye benzeri Borçlar İdaresi Genel Müdürlüğü kuruluyor,
Varlık Fonuna devredilen ülkemizin en büyük kamu kuruluşlarının karı yarı yarıya azalıyor ve haliyle büyük değer kaybına uğruyor,
Elde avuçta ne varsa onlarda geçiş garantisi verilen otoyolları, köprüleri, havaalanlarını yapan 5’li çetenin şirketlerine veriliyor,
430 milyar dolarlık dış borcun faizlerini bile ödeyemez duruma gelmişiz,
Ve TÜİK’in eski başkanı “açıklanan istatistiklere inanmayın, Titanik batarken orkestrayı çaldırmaya devam edenlerin durumuna gelmişiz” diyor
İşsizlik, hayat pahalılığı mutfağı yangın yerine döndürmüşken insanlar birde salgından korunmak için can havli ile bir umut bekler olmuş,
İşçi, esnaf, memur, köylü, üretici, sanayici ayakta nasıl kalırız, diye kıvır kıvır kıvranır durumda…
Yoksulluk diz boyu…
Ve artık Sayın Cumhurbaşkanı da “Müminin görevi yoklukta sabretmektir. Gerçek mümin acıyı bal eyleyendir” diyerek yoksullaştığımızı itiraf ediyor…
Peki, Sayın Cumhurbaşkanı;
Devletin imkânlarıyla servetlerini büyüten, devletten yatırımları için garanti alan Limak, Kalyon, Mehmet Cengiz, MNG, Rönesans şirketlerinin patronları mümin değiller mi?
Onlar neden sabretmiyor?
Ortada acı bir şerbet varsa neden hep beraber içmiyoruz da sadece yoksullar içmek zorunda kalıyor?
Ve bütün bunlar yetmezmiş gibi iktidar olmadan muktedir olan Bahçeli, bir yandan mafya babalarını, uyuşturucu baronlarını özgürlüğüne kavuştururken diğer yandan “Barolar kapatılsın, TTB kapatılsın, Anayasa Mahkemesi bize uygun hale gelsin” diye Sayın Cumhurbaşkanına baskı üstüne baskı yapmaktadır.
Anayasa Mahkemesinin bir üyesi sosyal medyadan bir “ışık” paylaşımı yaptı diye aman Allah’ım, çala sopa meydan dayağı atıldı.
 
O Bahçeli’ye sormak gerek;
Çin’in, Uygur Türklerine yaptığı baskıya karşı ABD, Rusya, AB ülkeleri başta olmak üzere 39 ülke bildiri yayınladı…
Bildiride Türkiye’nin imzası yok…
Hatta Bahçeli’in bununla ilgili bir kınaması bile yok.
Nerde Kızılelma?
Nerde Turan?
Nerde kaldı Adriyatik’ten, Çin Seddi’ne kadar kuracağınız Dünya Türklerinin birliği?
Sayın Cumhurbaşkanının Milli Görüş gömleğini çıkardığı gibi sizde Ülkücülük gömleğini mi çıkardınız?
Yoksulluğu itiraf eden Sayın Cumhurbaşkanı gibi hadi sizde “Misyonumuz, demokratik yapıların ortadan kaldırıldığı, diktatörlükle yönetilen bir ülke yaratmaktır. Dünya Türklüğü ile ilgilenmek işin zahiri kısmıdır” diye itiraf edin…
Çünkü Çin’in dolarlarına Uygur Türklerini feda etmek; Barolar, TTB, Anayasa Mahkemesi gibi demokratik yapıları kapatmaya çalışmaktan, Türkiye’yi diktatörlüğe dönüştürmeye çabalamaktan daha zor…
Kaldı ki, mazlum bir halkın gördüğü zulüm sizlerin pek umurunda da değil…