İktidarda olmadan muktedir olma…
Yayınlanma :
08.10.2020 09:50
Güncelleme
: 08.10.2020 09:50
Kader mahkûmları dedi, ne kadar toplum için zararlı unsur varsa hepsi salıverildi…
Barolar dedi, yargının olmazsa olmazı olan savunma örgütlenmesini parçaladı…
Türk Tabipler Birliği dedi, onlar da covid-19 salgını olmazsa çoktan operasyonu yemişlerdi.
İdam dedi, TBMM Başkanı ve AKP’li Cumhurbaşkanı destek verdi.
Azıcık zorlansa ve samimi olsalar idam işi de tamamdı.
Şimdi kafayı Anayasa Mahkemesine takmış durumda.
Neymiş, Anayasa Mahkemesi yeni sisteme uygun hale getirilmeliymiş…
Üstelik bunun yüksek demokratik standartlar için olması gerekir diye de ekleme yapıyor…
Aslında arada sırada demokrasi yönünde verdiği kararlardan rahatsız…
İktidara muhalif hiçbir kararın çıkmamasından yana…
Sorgusuz sualsiz tam bir diktatörlüğün kurulması için ne gerekiyorsa onu yapıyor…
Şimdi sormak gerek,
“Bazı kararlarından rahatsız olduğun bu Anayasa Mahkemesinin şu anda görev yapan üyelerinin tamamı Abdullah Gül ve Erdoğan tarafından atanmadı mı?”
Sizde çok iyi biliyorsunuz ki bu atamalar en ince detayına kadar incelenip ilerde muzırlık yapmayacak üyelerden olması için büyük özen gösteriliyor.
Hatta beraber çay toplamaya bile gidiyorlar, cübbelerine düğme bile diktirmişler…
Ancak ne kadar yandaş olurlarsa olsunlar hukuk bazen insanı öyle bağlar ki kaçacak yer bulamazlar ve istemezseler bile hukuktan yana karar verirler…
Ülke öyle bir hale getirildi ki, en küçük bir hukuksal karar bile incecik ipliklerle bağlı sistemin tüm taşlarını oynatır hale geliyor ve işte buna bile tahammülleri kalmamış…
Aslında Bahçeli’nin açıklamasında gözden kaçan çok önemli bir ifadesi daha var ki inanılmaz ve tüyleri diken diken edecek bir ifade…
Şöyle diyor Bahçeli;
“1960 darbesinin tüm izleri silinmeli…”
Aslında izlerinin silinmesini istediği, bu darbe ile yapılan 1961 anayasasının bugüne gelen izleridir.
Yapılan 4 anayasa içinde en demokratik anayasa olan, 1960 darbesinden sonra halkoyu ile kabul edilen 1961 anayasasının getirdiği demokratikleşme önce 12 Mart 1971 darbesi ile budandı, 12 Eylül darbesi ile kaldırıldı…
Yerine yapılan 1982 anayasası ile üniversitelerin ve TRT’nin özerkliği kaldırıldı.
Sendikaların özgürce örgütlenmesinin önü kapatıldı.
Ancak ne kadar zorlansa da kimi yanları ile 61 anayasasının getirdiği kurumlar ve haklar korundu.
İşte bu kurumlardan birisi 1961 anayasası ile kurulan Anayasa Mahkemesidir.
Anayasa Mahkemesi kurumsal olarak korunsa da gerek görevleri ve gerekse üyelerinin atanması ile ilgili çok sayıda değişiklik yapıldı.
Bahçeli’nin bu sözlerinin bir başka boyutu da var.
“1960 darbesinin izleri silinmeli derken, şu anda oturduğu koltuğu ona emanet eden ülkücülerin başbuğu Alpaslan Türkeş’in izlerinin de silinmesini istemiş olmuyor mu?”
1960 Darbesini yapan ve sözcülüğünü üstlenen, daha sonra Senato’da Milli Birlik Grubunda yer alan o dönemin Albayı olan MHP’nin kurucusu Alpaslan Türkeş’ti.
Bence demokrasiye inanan, ülkenin selamete çıkmasını isteyen ve Başbuğlarına bağlılıkları olan MHP’lilerin ve Ülkücülerin sorunlu olan bu açıklamayı sorgulaması gerekir…
AK Partililerinde şapkalarını önlerine koyup “yahu biz ne yapıyoruz” diye kendilerini sorgulamaları zamanıdır.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: