HDP GERÇEĞİ
Yayınlanma :
10.08.2020 09:56
Güncelleme
: 10.08.2020 09:56
Cumhur İttifakını böylesine telaşlandıran ise Halkların Demokratik Partisinin (HDP) araştırma sonuçlarında ortaya çıkan tavrıdır…
Son 30 yılda gerek devletin ve gerekse dönemsel iktidar olanların uygulamaları ile HDP’nin ve kadrolarının başına gelenler tabiri caizse pişmiş tavuğun başına gelmemiştir.
Çözüm sürecinin fiyaskosundan sonra o dönem Genel Başkan olan Selahattin Demirtaş’ın “seni başkan yaptırmayacağız” söylemi sonucunda, AK Parti iktidarının şeytanlaştırma politikaları ve her fırsatta PKK ile özdeşleştirmeleri HDP’yi çok hırpalamıştır.
Genel Başkanları, milletvekilleri, belediye başkanları ve siyasi kadroları tutuklanmış, gözaltına alınmış, belediyelerine kayyum atanmış, TBMM’de yalnızlaştırılmış, devletin hiçbir kademesi HDP’yi muhatap olarak kabul etmemiştir.
6 milyon seçmeni olan, tümüyle yasal ve meşru haldeki Türkiye’nin 3. büyük partisi hem iktidar, hem de devlet tarafından yok sayılmıştır…
İşin garip tarafı muhalefetin de iktidara uyarak HDP’yi yalnızlaştırmasıdır.
Öcüleştirilip şeytanlaştırıldığı için başta CHP olmak üzere muhalefet de bu partiyle doğrudan temas yerine, hep örtülü temastan yana olmuştur.
Hatta İYİ Parti, kaçınmaktan öte HDP=PKK söylemi ile siyaseten iktidarın söylemi ile birlikte saf tutacak kadar ileri gitmiştir.
Ama siyasetin bu gün vardığı noktada muhalefetin cumhurbaşkanlığını alması ve TBMM’de çoğunluğu sağlaması için “HDP’nin oyuna ciddi ihtiyacı olduğu” su götürmez bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır.
AK Parti ve MHP ittifakı bu gerçeği bildiklerinden Millet İttifakının, HDP ile işbirliği yapmasını engellemek için, İYİ Partinin milliyetçi ve CHP’nin ulusalcı seçmenlerini HDP’ye karşı sürekli kışkırtmaktadır.
Ne yazık ki HDP’ye karşı bu kışkırtmalar, Millet İttifakında karşılığını bulmaktadır…
Hal böyleyken gelelim HDP kanadına…
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Muhalefetin yalnızlaştırmasına, açık temas kuramamasına rağmen, parlamenter laik demokrasiden yana dönüşüm konusunda son derece samimi olduğunu hem yerel seçimde, hem de AREA Araştırma Şirketinin geçen hafta yaptığı “cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili” araştırmasındaki sonuçlarda ortaya koymuştur.
Aşağıda verdiğim tabloları dikkatle inceleyin…
Muhalefetin adayı olarak “Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu, Meral Akşener, Muharrem İnce, Abdullah Gül ve Ali Babacan’dan” hangisini tercih edersiniz diye sorulmuş.
Partilere göre dağılımla verilen cevaplarda HDP’li seçmenlerin destekleri son derece çarpıcı.
“ Aday gösterilmeleri halinde HDP’li seçmenlerin yüzde 88,4 ü İmamoğlu’na, yüzde 65,9 u Mansur Yavaş’a, yüzde 46,3 ü ise Meral Akşener’e oy vereceğini söylüyor”
Dikkat ediyor musunuz?
“Bölücü, PKK’lı, terörist denilen HDP’li seçmen ANAP kökenli İmamoğlu’na yüzde 90’a, ülkücü Mansur Yavaş’a yüzde 70’e yakın destek verirken, HDP=PKK diyen ülkücü kökenli Meral Akşener’e bile yüzde 50 ye yakın oy vereceğini beyan ediyor…”
Bu tablodan ve hele HDP Genel Başkanı Prof. Mithat Sancar’ın “PKK ile mesafe koymamıza gerek yok çünkü hiçbir şekilde ilişkimiz yok. Mesafe denilen kavram aralarında ilişki olanlar için kullanılır,” açıklamasından sonra Millet İttifakının, HDP’ye karşı tutumu ne olacaktır, diye merak ediyorum.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: