2 TEMMUZ SABAHI…
Yayınlanma :
07.07.2020 08:17
Güncelleme
: 07.07.2020 08:17
Tarihimize kara bir leke olarak geçen bu katliam sırasında yaşadıklarımdan kısa bir anektodu paylaşacağım. “
*
Mesaiye gitmek için aracıma bindiğimde şoföre Madımak Oteline gitmesini söyledim.
Pir Sultan Abdal Kültür Şenliğine gelen sanatçı dostlarımızın çoğunluğu Madımak’ta kalıyordu.
1 Temmuz gecesi Kapalı Spor Salonunda onlarca sanatçının sahne aldığı konserde on binlerce insanın ve sanatçıların yaşadığı o büyük coşku hala belleğimdeydi.
Bir ara benimde halaya durduğum o gece gerçekten unutulmazdı.
Bağlamalar Hasret Gültekin’in, Nesimi Çimen’in, Muhlis Akarsu’nun ellerinde adeta konuşuyor, özgürlük ve demokrasi haykırıyordu Pir Sultan’ın çağlar öncesinden gelen dizeleriyle…
“Sivas ellerinde sazım çalınır…”
Madımak Oteline vardım ve lobiye girdiğimde sadece karikatürist Asaf Koçak’ı gördüm.
Sabah kahvesini yudumluyordu.
Diğer konuklar henüz odalarından çıkmamıştı, gecenin yorgunluğunu çıkarıyorlar zahir, diye düşündüm.
Gece konserden sonra Buruciye Medresesine geçmiş, ilerleyen saatlerde yüzlerce insanla slyat gösterileri izlemiş, Behçet Aysan’ın sesinden şiir dinletisine katılmıştık Asaf Koçak’la beraber.
Dinleti sırasında farkında olmadığım bir de karikatürümü çizmişti.
(Bu karikatürü en değerli anılarım arasında saklarım hala)
Bir kahvede ben aldım ve Asaf’ın yanına oturdum…
Yüzünde yorgun, uykusuz ama çok mutlu bir ifade vardı, dalgalı saçlarının dağınıklığına rağmen.
Tam o sırada Pir Sultan Abdal Derneği Genel Başkanı Murtaza Demir merdivenlerden indi…
Günaydınlaştıktan sonra o da bir kahve alarak yanımıza geldi.
Dışarıda bekleyen şoförüm endişeli bir yüzle içeri girdi ve elindeki yerel gazeteleri bana uzatarak yavaşça kulağıma eğildi ve benimle dışarıda konuşmak istediğini söyledi.
Kalktım ve beraber kapının önüne çıktık.
“Müdürüm, sabahtan bu yana dikkat etim şehirde bir gerginlik var. Birkaç kişiyle konuştum, bana aklın varsa hemen köyüne git, iyi şeyler olmayacak dediler. Gazetelerde yazılanlarda hiç iyi değil.”
Geri içeriye döndüm.
Yerel gazeteleri gözden geçiren Murtaza Demir ve Asaf Koçak’ın canları sıkılmıştı.
Özellikle bir yerel gazete, iki gün önce Kültür Merkezinin Bahçesine dikilen Kültür Bakanlığınca yaptırılıp gönderilen anıt heykelin bana benzetildiğini ifade etmişti…
Gazetelerin genel başlığı ise “Müslüman mahallesinde salyangoz satılmaz” şeklindeydi ve ciddi kışkırtmalar yazılmıştı.
Ve tüm yerel gazetelerde bir gece önce sokaklarda kapı eşiklerine bırakılan “Müslüman halkımızın dikkatine” başlıklı Alevilere yönelik bildirinin tam metni yazılmıştı.
Murtaza Demir’e baktım, ne diyorsun anlamında.
Demir, “Can sıkıcı bir kışkırtma. Valiyle bir görüşmeye gideyim bakalım ne diyecek.”
O sırada diğer sanatçılarda birer birer lobiye inmeye başladılar.
Ben izin istedim ve otelden ayrılarak Müdürlüğe gitmek üzere aracıma bindim.
Ofisime girip henüz çayımdan bir yudum almıştım ki telefonum çaldı.
Sekreterim “Müdürüm hatta bir bey var ismini söylemedi ama ısrarla sizinle konuşmak istediğini söylüyor” dedi.
Bağlamasını söyledim…
“Alo buyurun…”
“Bana bak Müdür. Sivas Alevi şehri değil. Senin ve Alevi dostlarına mezar olacak bu şehir…”
Kimsiniz, diye sordum ama telefon kapandı…
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: