Ben çok küçüktüm, radyo haberlerinde Beyrut Filistin ve Telaviv en çok duyduğum yerlerdi. Henüz coğrafya öğrenmemiştim, küçüktüm İsrail adını hiç duymamıştım. Büyüklerimiz “Orta Doğu karıştı” diye konuşurlardı. “Eğer Orta Doğu karışırsa ülkemiz de tehlikede” derlerdi. 40-50 yıl geçmiş bugün Orta Doğu, Filistin, İsrail çözülememiş sorunlarıyla kaos içindeler.
Ne yazık ki insanlık varoluşundan beri savaş halinde. İnsanlar mağaralardan düz arazilere ve suların kenarlarına indiklerinden beri savaşıyorlar. Binlerce yıl sonra sosyal bilim teorileri oluşmuş. Sosyal bilim teorilerinden yararlanmak mümkün mü? Hani sosyal bilim teorileri ne oldu? Çürüdü. Toplumdan gelen tepkiler doğrultusunda yöneticiler karar ve politikalarını değiştirebildiler mi? Hayır değiştirmediler, değiştirmezler. Tüm dünyadan gelen tepkiler de dikkate alınmalı ama sosyal medyanın yarattığı kara propaganda toplumlarda kutuplaşmaya neden oluyor. Şu anda tüm dünya savaşa, soykırıma, vahşete hayır derken hep birlikte hareket ediyor.
Tam da şu anda yöneticiler tüm toplumlardan gelen görüş istek ve şikayetleri değerlendirmeye almalılar. Arabuluculuk rolü üstlenecek ülke var mı? Bir ülkenin başkanı tek tarafı ziyarete geliyor, “destekliyorum” der gibi. Diğer ülkelerin yöneticileri önceden planlanmış ortamlar beklemeden bir araya gelebilmeli kriz anında ivedilikle çözümler bulabilmeliler. İki ülkenin de savaş gündemine bağlı olarak diplomatik görevler işlev görecektir. Her iki tarafın yöneticileri ve etkili örgütleri savaş bitince hesap vermek durumunda olacaklar. Bu savaşın büyümesi bölgeyi tehlikeye atar. Eğer diğer ülkeler de katılırsa savaş on yıllarca sürer, yıkım büyük olur çünkü bölgenin coğrafyası kritik yerde.
Savaşın çıkış nedeni, sonrasını takip eden gelişmeler, hastanelerin vurulması, çocukların canının hiçe sayılması kimi nasıl haklı çıkarabilir? Suçtur. Sebep olanlar yargılanmalı diyecekler. Belki de unutulup gidecek. Güç mücadeleleri daha baskın çıkacaktır.
Yurtta sulh cihanda sulh.