Toplumsal beraberlik, insanların biçimlendirdiği bir takım etkinliklerin yapısal olarak benzeşmesinin bütünüdür. Bu bütün aynı zamanda toplumun değerlerinin toplamıdır. Toplum kuruluşları da bu esasa bağlı hareket eder. En küçük topluluklar derneklerdir. Dernekler kuruluş amaçları ve faaliyetleri kadar işleyiş biçimi ile de pek çok alanda bireyleri bir araya getiren en çok bilinen örgütlü yapılardır. Derneklerde dikkate alınması gereken gelişmeler; planlama, örgütleme, yöneltme, yönetme ve denetlemedir. Her derneğin toplum yararına yapılandırmaya ihtiyacı vardır. Sorumlulukların doğru tanımlanması, görevlerin belirlenmesi, farklı alanlarda eğitim almış kişilerin birbirleriyle nasıl çalışacağının kurallara bağlanması gerekir. Çıkara dayalı ilişkiler çalışma sisteminin çökmesine neden olur. İç iletişimin önemi ve anlaşmazlıkların çözümü bireylerin yetenekleri ile ilgilidir. Her türlü örgütlü çalışma sonunda elde edilen sonuç önceden hesaplanan hedeflere uyumlu mudur değil midir değerlendirmeden geçmeli.
Derneklerin etik, adaletli ve tüzüğe bağlı hareket etmeleri üyelerin çıkar ilişkilerini bir kenara bırakmaları anlamına gelir. Antalya’daki iş kadınlarının bir araya gelerek yıllar önce kurdukları köklü bir dernekte yönetim kurulu ve başkan seçimi bir süre önce yapıldı. Tüzüğe aykırı davranıldığı, haksızlık yapıldığı söylenen bu seçim sonrası büyük bir grup dernekten ayrıldı. En önemli ayrıntı ayrılanların çoğu derneğin kurucularından ve en eski üyelerinden. Yıllarını vermiş, emek vermiş oldukları dernekten ayrılmaları bir yürek olarak hareket etmeleri ile kendilerini onurlandırmış oldular. Kartallar yüksekten uçar. Anneleri “Aslan yüreği” yedirmiş. Onurlu duruşlarıyla, adaletsiz buldukları çalışma sistemine karşı olduklarını tek yürek olarak göstermiş oldular.
Kalanlar: “Gidenler gider, kalanlar bizimledir.” deseler de o öyle değil.
“O güzel insanlar, o güzel atlara binip gittiler.” geride toz duman kaldı.