Ailede Ruh Sağlığı, İlişkiler ve Alışkanlıklar

Günümüz iş dünyasında başarı yalnızca rakamlarla değil, insan ilişkileriyle, iletişimle ve iç dengeyle ölçülüyor artık. Kurumsal yapılar büyürken, şirketler dönüşürken, bir şey göz ardı edilmemeli: O şirketi var eden insan ilişkileri, aile bağları ve bireysel ruh sağlığı…

Antalya Sanayici ve İş İnsanları Derneği’nin (ANSİAD) 8. Olağan Toplantısı işte tam da bu önemli konuya ışık tuttu. Akra Barut Otel’de gerçekleşen buluşma, sadece bir iş insanları toplantısı değil, aynı zamanda kurumsal yapılarla insani ilişkilerin iç içe geçtiği değerli bir farkındalık platformuna dönüştü.

Toplantının başkanlığını, iş dünyasının üretken ve vizyoner isimlerinden ANSİAD Üyesi Aysel Dal Cengiz üstlendi. Kendisi hem Dallar İnşaat Turizm Madencilik Tic. San. A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi, hem de Özdal Kompost İnşaat Gıda Tarım Sanayi Ticaret A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak Antalya iş dünyasında aktif bir rol üstleniyor.

Toplantının konuğu ise, alanında uluslararası tanınırlığa sahip, nörogelişimsel bozukluklar ve koruyucu ruh sağlığı üzerine derinlemesine çalışan Psikiyatr/Hekim Prof. Dr. Yankı Yazgan’dı. Yazgan’ın “Aile Kalmak, Şirket Olmak: Ailede Ruh Sağlığı, İlişkiler ve Alışkanlıklar” başlıklı sunumu, katılımcılara hem bireysel hem de kurumsal düzeyde güçlü bir içgörü sundu.

Yazgan, özellikle iş dünyasında aile şirketlerinin geçirdiği dönüşümlerde kuşaklar arası ilişkilere, iletişim çatışmalarına ve psikolojik dayanıklılığa dikkat çekti. Bu tür toplantıların sadece iş değil, insanı da merkeze alan yeni bir yönetim anlayışının habercisi olduğunu söylemek mümkün.

Toplantının sonunda ANSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Özbek, Prof. Dr. Yankı Yazgan’a Antalyalı Seramik Sanatçısı Tufan Dağıstanlı’nın el yapımı seramik kuş eserini hediye etti. Bu zarif hediye, bilgi kadar estetiğin ve anlamın da iş dünyasına ne kadar yakıştığının bir göstergesiydi.

Bir hekim, bir akademisyen ve bir eğitmen olarak Prof. Dr. Yazgan’ın katkısı; sadece katılımcılar üzerinde değil, bu yazının satırlarında da derin izler bırakıyor. Aileyi ayakta tutan unsurlar ile kurumsal yapının sürdürülebilirliği arasındaki bağın psikolojik boyutunu görmek ve konuşmak, geleceğin daha sağlıklı şirketlerinin temellerini atmak anlamına geliyor.