Türk Kimliği ve Tarihi konulu söyleşiye Bedrettin Dalan “Türk olarak doğmaktan gurur duyuyorum. Ne Mutlu Türküm Diyene” sözleriyle başladı. Bedrettin Dalan 17 Temmuz 1941 Eskişehir doğumlu. 1984-1989 tarihleri arasında İstanbul Büyük Şehir Belediye başkanlığı yapmış bir siyasetçi. Söyleşiden küçük bir bölüm anlatayım.
“ Çok fazla aşağılanan, örselenen bu muhteşem kimliği ne kadar çok insana anlatabilirsek o kadar faydalı olur. Sadece Türkler için değil bütün dünya için faydası var. Biz Türkler göçebeydik. Göçebeden bir şey olmaz, yörüklerden bir şey olmaz, işte bizim kültürümüzü, her şeyimizi batılılardan aldık diyen böyle kaba asılsız ithamlara inanan entellektüel dediğimiz bir grup var ama ben onlara entel dantel diyorum. İnsanlar uydurma hikayelere inandılar. İşin aslı farklı yerde. Türk tarihine çok meraklıyım. Atatürk bu konuda büyük çalışmalar yapmış. Türk tarihi konusunda Türk’ün kim olduğunu muhteşem cümlesiyle -yıldırımdır, rüzgardır, şimşektir- diye anlatmış.
Osmanlı’nın son zamanlarında Türklere yapılan aşağılama ve kimliği yok etme kampanyasını tersine çevirmek için çok mücadele etmiş. Biliyorsunuz “Etrâk-ı bî-idrak” (idraksiz, algılaması kıt Türk) ve Türk-î hâr (hâr eşşek anlamına geliyor) laflarını Osmanlı her tarafa yaymış. Osmanlı’nın padişah Yavuz’dan sonraki döneminde Türkler sadece reçber olmuşlar ya da asker olmuşlar. Osmanlı’dan Türk’lerden zengin olup da Cumhuriyet dönemine intikal etmiş hemen hemen bir tek insan yok. O yüzden belirli burjuvalar yetişmemiş bu ülkede. Burjuvalar yetişmediği için de gerçek demokrasiye halen kavuşmuş değiliz. Oysaki demokrasinin ya da halk yönetiminin temelini burjuvalar yerleştirmiş.”
Söyleşi çok keyifliydi. Küçük bir kesit aktarmaya çalıştım. Devamını daha sonraki yazılarında anlatacağım.