İnsanın en önemli özellikleri, çevresini algılama, deneyimlerini anlama ve hatırlama, ilişki halinde bulunduğu kişilerle iletişim kurma ve davranışlarının farkında olma, kendini kontrol edebilme becerileridir. Bütün bunlar algılama, dikkat etme, hafızadan faydalanma, dilini doğru kullanabilme, hitap edebilme, sorunların üstesinden gelme, aklını kullanabilme, bilinçli ve etik davranışları uyaran duygulara yön verebilme gibi olgularla gelişir. Bu temsillerin tamamı hafızadan geri getirme sistemidir. Kişinin, olayları ve anlamları ortaya çıkarmasında önem taşıyan argümanlar dizisi iletişimi kolaylaştırır.
Kişi için yaşadıklarını algılayanbilme anlamında temel sistem, uyaran ve tepki sistemini açığa çıkaran süreçtir. Bu süreç kişiden kişiye değişir çünkü her bir bireyin farklı yaşam şekli vardır ve olayları farklı olarak yorumlar. Tam olarak zihinsel işlemler işlevseldir, zihin ve beyin arasında da tatlı bir uyum vardır diyebiliriz çünki beynin çalışması materyalist bakış açısını etkin kılar. Öyleyse zihin ve beyin benzerdir. Düşünce ve davranış bu benzerlikle beslenir. Sanki bu ikisi farklıymış gibi olsa da olgu ve olayların açıklanmasında rol oynarlar.
İnsan çok karmaşık bir canlıdır. Özellikle kalıtım ve çevre bellekte yer alan kayıtlarda önemli bir alanı kaplar. Kişiler arası iletişim hem kayıtlardan hem de bilgiden elde edilen verilerin dönüştürülmesidir. İnsanda algı ve bellek sistemi de iletişimde aynı temel verilerle çalışır.
“Bir an olsun zihnimin, beynimin algı ve belleğimin işlevselliğini kaybetmesini hiç düşünmek bile istemem. Hiçbir duygumu kaybetmek istemem, özellikle psikolojik işlevselliğimin sağlıklı olmasını dilerim, aklım başımda olsun sağlıklı ilişkiler kurabileyim” dediğinizi duyar gibiyim.