Geçen yazımda, ülkemizdeki yabancılar konusunu ve yarattığı sıkıntıları dile getirmiştim. Şimdi sıra, sorunun çözümünde... Öncelikle, "mültecileri sınır dışı etmek faşizan bir davranıştır" iddiasına yanıt vereyim. Tamamen katılıyorum, mültecileri durduk yerde sınır dışı etmek, gerçekten faşizancadır. Ancak bu noktada, bizim ülkemizdeki mültecilerden söz etmediğimi hatırlatarak devam edeyim. * * * * * Mülteci, sığınmacı, göçmen, misafir... Kavram karmaşasına artık bir son verelim. En basit haliyle anlatmaya çalışacağım... 1951'de imzalanan Birleşmiş Milletler Mültecilerin Hukuki Durumuna İlişkin Sözleşme'ye göre; Mülteci; "ırkı, dini, milliyeti, belirli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi düşünceleri nedeniyle zulüm göreceği konusunda haklı bir korku taşıyan, bu nedenle ülkesinden ayrılan ve korkusu nedeniyle geri dönemeyen veya dönmek istemeyen kişi"dir. Suriye'den, Afganistan'dan, Pakistan'dan, Somali'den... ülkemize gelenler bu tanıma girer mi? Tanımın ne olduğunu unutsanız bile, şunu bilmek yeterli: Türkiye, yalnızca Avrupa ülkelerinden gelenleri mülteci olarak kabul edebilmektedir. Bu coğrafi sınırlama, 1968 yılından beri uygulanmaktadır. * * * * * Demek ki, ülkemizdeki yabancılar mülteci değil ve olamazlar. Peki sığınmacı olabilirler mi? Bakalım... 'Sığınmacı'nın tanımı şöyle: Ülkesini terk ederek, mülteci olmak amacıyla bir başka ülkeye giden, fakat mülteci olup olmaması konusunda henüz karar verilmemiş kişi. Mülteci olamadıklarına göre, sığınmacı hiç olamazlar. Çünkü sığınmacılık, mülteciliğin bir adım öncesidir. Peki ya göçmen? Göçmen; bir ülkeden başka bir ülkeye yerleşme amacıyla giden kişidir. Göçmen olmak için, bulunulan ülkedeki Türkiye konsolosluklarından göçmen vizesi almak, sınırdan girer girmez en büyük mülki amire kayıt yaptırmak ve göçmen belgesi almak gerekir. Görüldüğü gibi, ülkemizdeki yabancılar göçmen de değildir. Peki nedirler? Yasal tanımıyla 'geçici koruma altındakiler'. * * * * * 2014 tarihli Yabancılar ve Uluslarararası Koruma Konunu'nun 91. maddesi, geçici koruma hakkındadır. Bu madde der ki; - Milli güvenlik, kamu düzeni veya kamu güvenliği açısından tehlike oluşturduğu değerlendirilenler ile ciddi bir suçtan mahkum olarak topluma karşı tehlike oluşturabileceği değerlendirilenler, geçici koruma kapsamına alınamaz. (Gelenlerin içinde kaç terörist, kaç katil, kaç tecavüzcü olduğunu biliyor muyuz?) - Geçici koruma altındakilere, 'Geçici Koruma Kimlik Belgesi' düzenlenir. (Beni adım başı durdurup gelmişimi geçmişimi soruşturan devlet, aynısını yabancılara yapıp kimlik belgesi kontrolü yapmakta mıdır?) - Geçici koruma altındakiler, ilke olarak çalışamaz. Ancak en az altı aylık geçici koruma süresini doldurmuşsa, sadece kayıtlı olduğu ilde ve sadece mevsimlik tarım ve hayvancılık işlerinde çalışma izni verilebilir. (Bu ülkenin bakanı, yabancılar ucuza ve sigortasız her sektörde çalışıyor diyerek, bir suçu itiraf etmektedir.) * * * * * Şimdi gelelim en önemli bölüme... Ülkemizdeki, bence sayıları en az 10 milyon olan bu yabancılar nasıl gidecek? Öncelikle, ülkeye hiç bir neden olmaksızın elini kolunu sallaya sallaya giren kaçakları sınır dışı edeceğiz. Örneğin Pakistanlılar... Pakistan'da savaş yok, bu kadar eli silah tutan gencin ülkemizde ne işi var? Afganistan'da da artık savaş yok; kadınlar ve çocuklar ya da yaşlılar değil de, genç erkekler neden ülkemize geliyor? Bu koşullarda, pek çok ülkeden gelmiş, en az 3 milyon kaçak olduğunu tahmin ediyorum. Tahmin ediyorum, çünkü bunlar kayıt altında olmadıkları için, kimsenin gerçek bir rakam vermesi mümkün değil. Sonra, geçici koruma altındakilere, yasalar ne diyorsa öyle davranacağız. Örneğin, aklına esenin büyük şehirlere gidip dükkan açıp Arapça tabela asmasını, yasanın izin vermediği sektörlerde çalışmalarını, kayıtlı oldukları ili terk etmelerini engelleyeceğiz. Yani yasaları uygulayacağız. Bunun sonucunda, emin olun en az 5 milyon kişi ülkesine döner. Diyorlar ki, Türkiye'de doğan çocuklar var, bunlar Türk vatandaşıdır. Türk Vatandaşlığı Kanunu'na göre, sadece Türk anadan ya da Türk babadan doğanlar Türk vatandaşıdır. Yani bu çocuklar, burada doğmuş olmalarına rağmen, Türk vatandaşı değillerdir. * * * * * Gördüğünüz gibi, Türkiye Cumhuriyeti yasalarını uyguladığımız anda, dağ gibi görünen bir sorun, kendiliğinden çözülüyor. Göndeririz, gönderemeyiz tartışmasına hiç gerek yok. Sadece, kendi yaptığımız yasalara uymamamız sorunu var. Bunu çözmek yeterli.