Halka sormak ya da açıklamak zorunda hissetmiyorlar kendilerini… Hatta açıklama yapanlara da fena kızıyorlar: Halkın bilmesi gerekmez ki, ülkelerinin hatta kendilerinin satıldığını. Ülkeyi biz yönetiyoruz, halk da kim!
Monarşilerde, bütün ülke ve üstünde yaşayan her canlı, kralın malıdır. İstediği gibi alır, satar. Ancak Türkiye Cumhuriyeti bir monarşik yönetim değildir. Değildir de, bunu kime nasıl anlatacaksınız? Halk mışıl mışıl uyuyor, iktidar da harıl harıl çalışıyor.
- - - - -
İktidarla Katar arasında sıkı fıkı bir ilişki var. Dışişleri Bakanlığı Katar’ı, “köklü dostluk ve kardeşlik bağlarımızın bulunduğu ülke” olarak tanımlıyor. Bu ülkeyle nasıl köklü bir dostluğumuz var, nereden kardeş oluyoruz, biz bilmiyoruz. İktidar böyle dediğine göre, vardır herhalde bir bildiği.
Katar dediğiniz, yüzölçümü Antalya’nın yarısı kadar, nüfusu Antalya’dan az miniminnacık bir ülke. Ama paraları çok. Petrolle birlikte yerden yeşil dolarlar fışkırıyor. İşte o dolarlar sağlıyor Türkiye’yle olan bu yakın ilişkisini.
Katar, parasını harcayacak yerler arıyor. Arabistan çöllerinde bulamadığı güzelliği, Anadolu’nun harika coğrafyasında buluyor. Cumhurbaşkanımız onu koyuyor helikoptere, yukarıdan gösteriyor güzelliklerimizi. Katarlılar da seçip beğenip koyuyorlar masaya yeşil dolarları. Hoop, ülkenin en iyileri onların oluveriyor.
- - - - -
Neler aldı Katar Türkiye’den? Bilmediklerimiz mutlaka vardır, bildiklerimizi sayalım…
Borsa İstanbul’un yüzde 10’luk hissesi, Finansbank, A Bank, Digitürk, ERGO Portföy,
Banvit, McDonald’s Türkiye, Ankas İnşaat Firması…
Milli savunmamızın temel taşlarından Tank Palet Fabrikası, Türk Ordusu için askeri araç üreten BMC fabrikasının yüzde 49’u…
English Home’un yüzde 40’ı, Beymen mağazaları…
Türkiye’nin en pahalı yalısı olan paha biçilmez Erbilgin Yalısı, İstanbul’un göbeğinde Ataköy’de 125 dönüm arazi (yeşil alan yapacaklarını söylemişlerdi, yeşil doları tercih ettiler), Kanal İstanbul güzergahında dönümlerce arazi…
Antalya Limanı…
Sayısız otel… Ege’de, Akdeniz’de, Karadeniz’de ve Marmara’da…
Giderek azalan su kaynaklarımız…
- - - - -
Ve sağlık…
Memorial hastanelerinin yüzde 20’si…
Ocak ayında şehir hastanelerini Katar’a satacaklarını açıklamışlardı, sonucu tabi ki bilmiyoruz.
Geçtiğimiz günlerde de hepimizin sağlık bilgileri satıldı Katar’a. E-nabız, olduğu gibi Katar’a devredildi. Kolesterol düzeyimizi bilmenin Katar için neden önemli olduğunu sorabilirsiniz, bunun yanıtı ‘Big Data’ denilen kavramda yatıyor. Bu yüzyılda, bilgiye sahip olmak büyük güç. Ve koca ülkenin sağlık bilgileri, bu anlamda son derece önemli.
- - - - -
Cumhuriyet döneminin dişle tırnakla kurdukları, bugün iki kuruşa Araplara satılıyor. İki kuruş değil demeyin, gerçekten iki kuruş. Örnek vereyim, E-nabız sadece 100 milyon dolara, yani yaklaşık 3.5 milyar liraya satılmış. Oysa sadece Saray’ın yıllık gideri 12 milyarın üzerinde. Yani Saray’ın 3 aylık masrafına denk geliyor neredeyse.
Satılan, ülkenin ve bizim geleceğimiz. Farkında mıyız?