Yıl M.Ö. 300... Seleukoslar Anadolu'nun güney doğusunda ve Suriye'de egemen bir krallık... Bugünkü Antakya'nın olduğu yerde, M.Ö. 4. yüzyılda kurulmuş Antigonia adlı bir kent vardı. Seleukos Kralı bu kenti tamamen yıktırdı ve yerine Antiokheia adını verdiği yeni bir kent kurdu. Zamanla bu kent, önce Roma sonra da Doğu Roma (Bizans) İmparatorluklarının eline geçti.
Yıl 582... Aniokheia, büyük bir depremle yerle bir oldu. O zamanki Bizans İmparatoru Justinianus, bu depremden sonra kentin adını değiştirip 'Theupolis' yaptı. "Tanrı kenti" ya da "Tanrının gazabına uğramış kent".
Kentin ilk kez büyük bir depremle yıkılmadığını, daha önce defalarca yerle bir olduğunu bilmiyordu İmparator. Oysa biz, tarihi kayıtlar sayesinde, en azından yazılı tarihten sonra meydana gelen depremlerin hepsini biliyoruz.
* * * * *
Antakya, tarih boyunca deprem nedeniyle defalarca yıkılan kentlerden. Oğuz Destanı'nda yazdığına göre, Türkler Antakya'ya 'batak şehir' (batık şehir) derlermiş. Bunun nedeni, depremler olsa gerek...
13 Aralık 115... Antakya, 7.5 şiddetinde bir depremle sarsıldı. 260 bin kişi öldü o depremde ve Türkiye coğrafyası içerisinde en çok can kaybına neden olan deprem olarak kayıtlara geçti o büyük sarsıntı. Ardından tsunami yaşandı. Tarihçi Cassius Dio, o depremi şöyle anlatıyor: "Deprem, yüksek bir kükreme sesiyle başladı ve ardından yer şiddetli bir şekilde sallanmaya başladı, ağaçlar ve insanlar havaya atıldı, düşen enkaz parçalarıyla çok sayıda insan öldü, pek çok insan enkaz altında kaldı ve enkaz altında kalanlar açlıktan öldüler."
245, 334, 341, 365, 396, 428, 478, 506 yıllarındaki depremlerde Antakya bir kez daha yerle bir oldu.
Yıl 526... Antakya yine daha toprak altına gömüldü. Ölü sayısının 250 bin olduğu söyleniyor. Depremin ardından bir de yangın çıktı ve kent yok oldu. O sırada kentte festivaller vardı ve kent dışından birçok insan gelmişti. Can kayıplarının bu kadar yüksek olmasının nedeni buydu. Bizans İmparatoru I. Iustinos, depremden sonra yas ilan etti.
Yer sarsılmaya ve insanlar ölmeye devam etti Antakya'da... 528 büyük depreminden sonra, 531-534 arasında, 532, 551, 557, 577, 588, 589, 712 veya 713 yıllarında da yıkıcı depremler oldu. 588 depreminde 60 bin kişi ölmüş.
846 veya 847'de yine büyük bir deprem ve en az 20 bin ölü... Ardından 860'da yaşanan deprem, sadece Antakya'yı değil, çevredeki yerleşim yerlerini de yıkmış. Bu depremde Asi Nehri'nin yatağı değişmiş.
859 ve 868 depremlerinde de Antakya'daki bütün evler yıkılmış. 956'da yaşanan şiddetli deprem ise, sadece Antakya'yı değil, Mısır'a kadar bütün bölgeyi etkilemiş.
1054, 1072, 1074, 1082, 1091 tarihlerindeki depremlerin ardından 1114'te bir deprem daha yaşandı. Tarihçi Simbat bu depremi şöyle anlatıyor: "Yeryüzü geceleyin sarsıldı, derinliklerden korkunç bir gürültü işitildi, deniz altüst oldu, dağlarla tepeler inledi ve birçok şehir yıkıldı."
* * * * *
Devam edelim... 1138, 1157, 1170, 1201, 1203, 1302, 1406, 1615, 1660, 1822, 1872 depremleri... Yıkık bir kent ve çok sayıda can kaybı...
Görüldüğü gibi, oldukça sık yaşanan depremler üretiyor Antakya çevresindeki fay hatları. Hem ülkemizdeki hem de dünyadaki birçok deprem bilimci bunu bildiği için, o bölgeyi yakından takip ediyor. Ne acı ki yıllardır gelmekte olan büyük bir deprem konusunda yetkilileri uyarıyorlar ve hiç bir şekilde dikkate alınmıyorlar.
Bugünün geleceğini biliyorduk, jeoloji ve tarih bunu bize açık biçimde söylüyordu. Bütün bunlara rağmen birileri çıkmış, İstanbul'daki ABD gemisi deprem üretti diyor. Bu kadar cahillikle, ne yazık ki bizim başımıza gelecek daha çok dert var.