Cümle çok mu iddialı geldi? Emin olun, değil. Açıklayayım… Klasik “ağaçlar oksijen deposudur” gerçeğini bir yana bırakarak, size, bu konuda yapılmış son bilimsel çalışmaların sonuçlarından bahsedeyim… Evet, ormanlar, küresel ısınmanın temel nedenlerinden olan atmosferdeki karbondioksit oranını azaltır. Karbondioksiti emer, oksijen olarak atmosfere geri verir. İşte tam bu nedenle, var olan ormanların korunması, küresel ısınmanın önüne geçilmesi açısından son derece önemlidir. - - - - - - Ormanların, az bilinen bir işlevi daha var, su yönetimindeki rolleri… Ormanlar, suyu emer, depolar ve doğru zamanda salarak gezegenin su dengesinin korunmasında çok önemli bir rol oynar. Bu özelliği, hem biyolojik çeşitliliğin korunmasını ve artmasını sağlar, hem de doğal afetleri azaltır. Erozyon ile orman varlığı arasındaki ilişkiyi hepimiz biliyoruz. Ağaçlar, erozyonu engeller. Ne kadar mı? Mera ile kaplı toprağa göre 4 kat, bitki örtüsü olmayan toprağa göre 18 kat! Suyu bir sünger gibi emen ağaçlar, toprak kaymasını önlediği gibi, sel benzeri afetlerin de önüne geçer. Erozyon demişken… Her yıl erozyon nedeniyle kaybettiğimiz toprağın ne kadar olduğunu tahmin edemezsiniz, yaklaşık 200 milyon ton! Erozyonla yok olan bu topraklar, kalan toprak gibi değildir, toprağın en zengin, en bereketli bölümüdür. 20 yıl erozyon yaşayan bir toprağın verimi, yüzde 70’e kadar düşer. Bu da, ne kadar kimyasal gübre yüklerseniz yükleyin, toprağı eski verimine kavuşturamayacağınız anlamına gelir. Gıda krizinin kapıda olduğu, topraklarımızın betona hızla yenildiği bir dönemde, erozyon, geleceğimizi tehdit eden en büyük tehlikelerden biridir. - - - - - Gelelim son yıllarda hızla artan sellere… Yağmur, ormanlık araziye düştüğünde, durdurma denilen bir süreç yaşanır. Ormanlık araziye düşen yağmur, sadece akarsulara akıp gitmez ya da toprağa doğrudan sızmaz. Yapraklar, dallar, gövdeler, yağmur suyunun bir bölümünü tutar. İşte durdurma denilen bu yolla, yağışların toprağa ulaşmadan önce hızı azaltılır. Bu da, hem sellerin, hem de erozyonun önüne geçer. Yapılan ilginç bir çalışma daha var. Buna göre, ormanlar, fırtınalar sırasında yüzey akışını azaltarak ve kuraklık sırasında, depolanan bu suyu serbest bırakarak, aşırı hava olaylarını hafifletmeye yardımcı oluyor. Ormanların, tatlı su kapasitesinin artmasında çok önemli bir etki yaptığını da unutmayalım. Özellikle tatlı su kaynaklarının hızla tükendiği ve su paylaşımının savaş nedeni haline geldiği bu dönemde, bu etki, ağaçları korumak için tek başına bile yeterli. - - - - - Çok büyük bölümü insan eliyle ve bilinçli olarak çıkarılan orman yangınları, ülkemizin orman varlığına büyük zarar veriyor. Orman yangınlarıyla mücadele konusunda son yıllardaki başarısızlığımız da (ya da isteksizliğimiz), bu zararı büyütüyor. Bir de gece yarısı atılan tek imzayla “artık burası orman değil” denilen ve madencilik ya da turizm uğruna yok edilen ormanlarımız var. Aklımıza başımıza almazsak, ormanlarla birlikte biz de yok olacağız.