Onu hep bu cümleyle hatırlayacağım… Aslında, öylesine çok veciz cümle bıraktı ki arkasında! Ama bu, benim hayatımı değiştirmiş olandır. “Açlıktan ölen her çocuğun katilleri vardır ve suç, ihtiyacından çok tüketenlerdedir.”
İhtiyacından çok tüketen bir insan olmama konusundaki çabamda, onun bu sözünün öyle büyük etkisi var ki! Biliyorum, birçok insan hiç duymadı onun sesini; birileri duymazdan geldi. Ama benim gibi az sayıda da olsa, onun sözlerinin ardındaki o koca anlamı gördü, anladı ve yaşamını değiştirdi.
* * * * *
Evet, aramızdan sessizce göçüp giden Hayrettin Karaca’dan söz ediyorum. “Toprak yoksa, açlık vardır” demekle kalmayıp, ömrünü bunu anlatmaya adadığı için ‘Toprak Dede’ diye anılan; Birleşmiş Milletler’in ‘Orman Kahramanı’ ödülü verdiği; alternatif Nobel ödülü kabul edilen ‘Doğru Yaşam Onur Ödülü’nü bileğinin hakkıyla alan o güzel yüzlü, kocaman yürekli insandan…
Üzülerek uğurladık Toprak Dede’yi… O gitti, ama kitaplara sığmaz bir bilgelik kaldı ardında. Dönüp dönüp bir kez duymalı söylediklerini… Ve onun yerine anlatmaya devam etmeli. Ne demişti; “olanın olmayana, bilenin bilmeyene borcu var bu dünyada.”
* * * * *
‘Bilen’ demeyelim, ama ‘öğrenmeye çalışan’ biri olarak, kendi deneyimlerimi anlatayım. “ Yılbaşı demek al, tüket, yok et, yaşamı mahvet demek. O yüzden bu yırtık kazağı gururla taşıyorum üzerimde. Global ekonomi insanları kullanıyor. Ama bakın beni kullanamıyor, çünkü izin vermiyorum. Çok da mutluyum. Bunu elimden hiçbir güç alamaz” demişti… Biliyor musunuz, artık ben de yırtık kazak giyebiliyorum. İnsanların ne düşündüğünü hiç umursamadan… Gerekmedikçe alışveriş yapmıyorum. İhtiyacım olmayan hiçbir şeyi almıyorum, daha önce aldıklarımı da ihtiyacı olanlara veriyorum. Ve ben de, hiç beklemediğim biçimde, bunu yapabildiğim için, tıpkı onun gibi çok mutluyum. Eşyası azalan insanın nasıl zenginleştiğini öğrendim artık ve bunu hayatıma uyarlamaktan asla vazgeçmem.
“Bir tek seninle olacak iş değil bu” diyorlar… O zaman yine onu hatırlıyorum. Ne demişti; “Bir, çok güçlüdür. Atatürk bir kişiydi. Her şey bir ile başlar. Bir yoksa iki olmaz.”
O ‘bir’di, ama arkasında, kendi yolundan giden ‘bin’ler bıraktı. Üzerine düşeni yaptın, gönül rahatlığıyla git Toprak Dedem…