benim Şehir Kavramımın Ekseni De Bu İlişkidedir.
ait Olmak Ait Olunandan İzler Taşımaktır.
ait Olunanla Ruhî Ve Kalbî Bir İlişki Kurabilmektir.
aidiyetin Hakkı; Varlığınızın Ait Olduğunuzla Yeni Bir Varoluş Biçimine Ulaşmasıdır.
neye Yönelik Olursa Olsun Aidiyetin Muhatapla Olan İlişkisi Doğrudandır.
şehir Bize, Biz Şehre Ait Olamıyorsak... Eğer Şehrinize Olan Aidiyetiniz Sevginizden Kaynaklanmıyorsa Bu Hal Sadece ‘kâr Hırsı’ndan İbarettir.
şehri Nasıl Kurgular Ve Kurarsanız, Şehir De Size öyle Karşılık Verir.
antalya’ya Musallat Olmuş ‘zararlı, Tehlikeli Ve Fesat’ların Farkına Varmadıkça Ve Bunlardan Kurtulmadıkça Antalya Katledilmeye, Yok Olmaya Devam Edecektir.
yukarıdaki Satırlar, Kendilerini öncelikle Antalyamızın Yarınını İnşa Etmeye Değil De ‘yarınını Tüketmeye’ Görevli Sayan Şehir Muktedirlerine Ve Şehir Ahalisine İthaf Olunur.
antalya Bu Tedavisi İmkânsız Hastalığın Pençesinde çırpınıyor, Eriyor.
kentte Turizm Uğruna Yapılan Her Yatırım Ve Her Müdahale Adeta ‘kemoterapi Etkisi’ Yapıyor. Kentin Doğası Tahrip Ediliyor, Nefesimiz Tükeniyor, Suyumuz Kesiliyor Ve Yıkım Hızlanıyor, Adeta ölüme Doğru Koşuyoruz.
şehrin Ana Damarlarına Zerkedilen Resort, Gökdelen Oteller, Rezidans, Avm Ve Plaza Karışımından İbaret Yatırımlarla Ayağa Kalkacağımız Zannediliyor.
yaşadığımız Şehrin ‘dünya Kenti’, ‘marka Kent’ Kompleksleri Ve ‘metropol özentisi Ve Taklidi’yle Ne Hale Getirildiğine Bakmak Yeterli!
tek Belirleyici ‘aidiyetsizslik’ Ve ‘kişisel/kurumsal çıkar’!
‘yaşanmaya Değer Hayatımın En Temel Nedeni Antalya ‘yaşanmaya Değmez Hayat’ Alarmı Veriyor.
yaşadığımız Bu Güzel Kentin Alarmına Kulak Verelim Lütfen...
sağlıkla Kalın...